Yukarı
1

Sinan Kara

Yargıç Kılığındaki Gazeteci

14 Ekim, 2011

   Bir zamanlar Büyükşehir Belediyesi’ndeki bazı işleri ve ihaleleri kaleme alan köşe yazarı Halit Tunç, uzun zamandır bu belediyenin yanına bile uğramıyor ve Sayın Aziz Kocaoğlu’nu öve öve bitiremiyor.

   Acaba neden?

   Bu yakınlığın gerçek nedenini kendisi “dürüst” biçimde açıklarsa sevinirim. Nitekim milletin ağzı torba değil ki büzesin.

   Neyse ileride tekrar gündeme almak kaydıyla, şimdilik bunu geçelim

   Dikkatinizi çekmiştir, sayın Tunç’un şimdilerde tek derdi varsa yoksa Buca.

   Muhataplarının bir açıklama yapmasına bile fırsat tanımadan infazı gerçekleştiriyor.

   Bırakın açıklama yapmayı, yargıç oluyor ve bilirkişi raporunu yargılamanın yapılacağı duruşma günü yayına koyuyor. Aradan geçen aylara ve bu bilirkişi raporlarına yapılan itirazlara karşın…

   Üstelik O bilirkişi raporunun Tunç’un yazıyı kaleme aldığı internet sitesine daha önceden verildiğini biliyorum. Nereden bildiğimi sormayın.

   Tıpkı, İzmir’in önemli bir kurumunun yaptığı yanlışlığa ilişkin belgelerin bu haber portalına gidip, bazı reklam anlaşmaları nedeniyle yayına konulmaması gibi.

   Tahliyeler niye yazı olmadı?

   Halit Tunç, son olarak kaleme aldığı Buca yazısı Belediye Başkanı Ercan Tatı’nın avukatı tarafından tekzip edildi. Bu tekzipte çok açık olan bir madde var. 5680 Sayılı Yasa’nın 19. Maddesi’ne göre davası devam eden konuda basının kanaat belirtmesi ‘‘Yargıyı etkileme’’ faaliyeti sayılmakta olup suçtur.

   Ancak burada sorun sadece Halit Tunç’ta değil.

   CHP’liymiş gibi görünen meclis üyelerinin açıklamaları, eylemleri Tunç’un bu davranışına zemin oluyor.

   Ve CHP kendi içindeki bu durumu düzeltemiyor. Ne ilçe, ne il yönetimleri böyle bir başıbozukluğa karşı irade koyamıyor. AKP ile birlikte hareket eden

   CHP’lileri herkes seyrediyor. Gelelim Halit Tunç’a…

   O başlı başına bir mahkeme.

   Avukat M. Ali Büyükkayıkçı’ın açıklamalarına bakarsanız anlarsınız.

    ‘‘Buca’da böyle yolsuzluk böyle yüzsüzlük görülmedi’’ başlığı ile Halit Tunç tarafından 28 eylül 2011 tarihinde bir yazı yayınlanmıştır. Yazı içeriğinde, müvekkil hakkında ihaleye fesat karıştırma iddiaları sanki subuta ermiş gibi gösterilerek kamuoyu gerçeğe aykırı olarak yanıltılmak istenmiştir. Yazıya dayanak olarak mahkemeye sunulan bilirkişi raporu gösterilmiş ise de bu bilirkişi raporu nihai rapor olmayıp, rapora tüm sanıklar gibi müvekkil tarafından da itiraz edilmiştir. Yargı süreci halen devam etmektedir ve mahkemece karar verilmemiştir. Anayasamız’a ve Ceza Yasamız’a göre kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olmadıkça kişi masumdur.

   5680 Sayılı Yasa’nın 19. Maddesi’ne göre davası devam eden konuda basının kanaat belirtmesi ‘‘Yargıyı etkileme faaliyeti sayılmakta olup suçtur.”

   O suç ilk defa işlenmiyor ama şunu da sormadan geçemeyeceğim. Buca Belediyesi’nin operasyona tabi tutulduğu olayda tutuklamalar yapıldığında inanılmaz yazılar yazanların bu tutuklu isimlerin tahliyesinde haberleri neredeyse hiç görmeme anlayışı. Birisi daha ilk duruşmada, diğeri ikinci duruşmada tahliye edilen sanıkların çete davasından çıkarılıp normal mahkemeye gönderilmesi, 160 küsur kişiden sadece bir tek tutuklu sanık kalması sizce de ilginç değil mi? Koca bir çete yaratıldı ve bir senede bundan vazgeçildi.

   Peki Halit Tunç ve benzeri isimler bunun üzerine gitti mi? Hayır. Tek bir satır bile yazılmadı. İnfaz alışkanlığı içinde olan 2-3 ismin Buca Belediye Başkanı ile uğraşılarının nedeni nedir acaba?

   Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Cevat Durak sağ olsun lütfedip bir cevap göndermiş. Basın etik ve ilkelerinin gereğini yerine getirerek, aynen o cevabı burada yayınlıyorum.

   Sayın Sinan Kara

   İnternet sitenizde şahsımla ilgili yaptığınız haber ve yorumlarda kullandığınız üslup, eleştiri ile konulara yaklaşımınızın gazetecilikle örtüştüğünü söylemek oldukça güç. Amacım elbette size gazetecilik dersi falan vermek değil. Aldığım eğitim ve biriktirdiğim kültür bu tür bilmişliklere izin vermeyecek düzeydedir. Ancak bilinçli bir haber tüketicisi olarak elbette ki bu işin üretimiyle de ilgiliyim. Sonuçta bilgilerim bu işin alfabesi niteliğinde de olsa “haberde yorum olmayacağı” ilkesini bana öğretti. Ayrıca “haberde yönlendirme” olmaması gerektiğini de biliyorum. Köşe yazılarında eleştiri olabileceğini, ancak elde bir veri olmadan suçlama yapılamayacağı etiğine de vakıfım. Gazetecinin toplumu bilgilendirme görevini çok ciddiye alıyor, bunun en önemli kamu hizmetlerinden biri olduğunu savunuyorum.

   Sayın Sinan Kara

   Yayınlanan yazınızın başında “Nivent Kurtuluş” isimli yazarınızın Karşıyaka Stad Projesine ilişkin araştırmalarının devam ettiği yazıyor. Bu güzel bir şey, araştırın tabiî ki. Hatta gelin sorun. Biz de elimizde ne proje var, ne gibi hazırlıklar yapmışız size anlatalım.

   İkinci kısımda yine Nivent Kurtuluş’un, projenin muhatabı işadamı Ali İhsan Kaya’yı mercek altına aldığı, inanılmaz bilgilere ulaştığı ve bunları köşesinden yayınladığı yazmakta. Bu da iyi bir şey. Ne yazdığını bilmiyorum ama, eğer bir suçu ortaya çıkarmışsanız savcılık gereğini yapar diye düşünüyorum.

   Sonrasında bir soru var “Sonrasında ne mi oldu?

   Bu soru ve eleştiriniz meslektaşlarınızla alakalı olduğu için bu kısımda hiçbir şey söyleyemiyorum.

   Daha sonra bir nebze de olsa Nivent Kurtuluş’un yazısına katkıda bulunmak istediğinizi söyleyerek şahsıma üç soru yöneltmişsiniz.

   İlk bölümde, “Haber sitemizde çıkan iddialar karşısında neden susuyorsunuz?” gibi, sorunun içine sıkıştırılmış bir suçlama yöneltmişsiniz.

   Önce doğrusunu söyleyeyim. Bu yazdıklarınızdan haberim yoktu. Sonradan çıktı alıp masamın üzerine koymuşlar. Bende tebessüm ederek okudum.

   Şimdi istersen bu işin geleneğini, hukuki yanını ve kurallarını bir hatırlayalım;

   Şimdi bir habere, ya da bir eleştiri yazısına konu olmuş kişinin yanıt, ya da tekzip hakkı kendi tasarrufundadır. Yani hiç kimse o eleştirilere, ya da suçlamalara yanıt vermedi diye suçlanmaz. Kaldı ki şu anda, sırf basına duyduğum saygı gereği yanıt veriyorum.

   İkinci kısımda; “Ali İhsan Kaya ile bağlantınız hangi düzeyde?” diye, yine içine suçlama saklanmış bir soru yöneltmişsiniz. Sanki bağlantım tespit edilmişte düzeyi soruluyor. Bence bu soru “Ali İhsan Kaya ile bir bağlantınız var mı? Eğer varsa hangi düzeyde?” şeklinde olabilirdi ki doğrusu budur. Hemen yanıt vereyim; Bahse konu kişiyle hiçbir düzeyde bağlantım, ilişkim, muhabbetim yok.

   Üçüncü kısımda ise; İmara aykırı olan ve Büyükşehir Belediyesi’nin ‘gayri yasal’ olarak nitelendirdiği bu projenin arkasında ısrarla durmanızın ‘gerçek nedeni’ nedir? Sorusu. Altına da not düşmüşsünüz; “Cevat Durak bu üç soruya cevap verirse çok seviniriz” diye.

   Sayın Kara, sorularınıza verdiğim cevapları sizi sevindirmek için değil, yukarıda da belirttiğim üzere basına duyduğum saygı çerçevesinde yanıtlıyorum.

   İmar uygulama esaslarını yerel yönetimler yasası belirler. İlçe belediyeleri yasanın kriterlerine göre planları hazırlar onaylanmak üzere büyükşehir belediyesine gönderir. Burada onaylandıktan sonra imar planları yürürlüğe girer. Daha sonra bu planlarda değişiklik talepleri gelir. İlçe belediyeleri bunları inceler. Talepte eğer kamu yararı varsa gerekli çalışmayı yaparak büyükşehir belediyesine sunar. Burada onaylanırsa bunun adına da “plan tadilatı” denir. Yani bizler yapılan bir öneriye daha hiç inceleme yapmadan “Bu imar planlarına aykırı” deyip geri çevirmeyiz. İnceleriz. Kamu yararı olup olmadığına bakarız. Ona göre de işlem yaparız. Bu çalışmaların yetkileri ve sınırları da yasayla belirlenmiştir. Yani bütün bu işlemler yasaların tanıdığı yetkilerle yapılır ve hiç biri sizin ifadenizde yer aldığı gibi “gayri yasal” değildir.

   Bu açıklamalardan sonra şimdi gelelim sizin “Bu projenin arkasında ısrarla durmanızın ‘gerçek nedeni” nedir?” sorunuza. Siz benim ağzımdan hiç “Ben bu projede ısrarlıyım.” Ya da “Ben bu projenin arkasındayım” ifadesi duydunuz mu? Ben bir şeyin arkasındayım ve ısrarcıyım, o da Karşıyaka’ya UEFA standartlarında bir stadyum kazandırılması.Ben bunun içinde tüm atıl kaynaklarımı harekete geçirmeye hazırım. Bakanlık yapsın, Büyükşehir yapsın, Federasyon yapsın, kişiler bağış yapsın. Yasalar çerçevesin de gelecek her teklifi değerlendirmeye hazırım. KSK bizim kulübümüz. Karşıyaka’ya bir çivi çakanı başının üzerinde taşıyan ancak, ihaneti de asla unutmayan yüz binlerce Karşıyakalı taraftarı olan bir kulüp. İçinde profesyonel, amatör binlerce gencimizin spor yaptığı  yüz yıllık bir çınar. Bende o güzel ilçenin Belediye Başkanıyım. Bu olaya duyarsız mı kalmalıyım?

   Ha birde yazınızın sonunda Meclis Araştırma raporlarından falan bahsetmişsiniz. Sayın Kara bu ülkede herkes görevini yapacak. Savcı savcılığını, Meclis Meclisliğini, mahkemeler mahkemeliğini, polis polisliğini, belediye başkanları da belediye başkanlığı yapacak. Ben savcılık yapmaya kalkarsam, polis belediye başkanlığı yapmaya kalkarsa, savcılar yasama görevine soyunursa, bu ülke nasıl yönetilir? Biz nasıl hukuk devleti oluruz?  “Hele Cevat Durak o raporu bir okusun da gerisini yine kaleme alırız” derken, ne demek istediğinizi de anlayamadım. Sayın Kara, yazacağınız tutarlı, belgeye dayalı ve haklı eleştirilerinizi her zaman cevaplayacağım. Ancak mesnetsiz, duyum ve dedikoduya dayalı, garip bir şeylerle ilişkilendirmeye zorlayan, soruların içine tehdit, suçlama sıkıştırılmış yazılarınıza da bir daha asla yanıt vermeyeceğim. Hatta her yurttaş gibi yasal haklarımı da arayacağım.

         Sevgilerimle
   Cevat Durak / İnş. Müh.
Karşıyaka Belediye Başkanı



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha

'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!

Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR