Sağduyulu Olmak...
20 Ekim, 2011Yine yüreğimiz, yine içimiz yanıyor, yine aynı filmi başa sardık ve izlemeye devam ediyoruz, tıpkı dün yaşadıklarımız gibi. 13 yaşındaydım bugün ise oğlum neredeyse bu yaşa geldi ve değişen hiçbir şey olmadı.
Ve yarın oğlum da tıpkı diğerleri gibi orada olacak, belki de onlarla birlikte ölecek ve bu kez belki de bizler bu acıların merkezi olacağız.
Dün yine ana yüreklerine kocaman bir kor ateş düştü.
Bu ne demektir biliyor musunuz; 24 Ananın durmaksızın kalbinin göklere vururcasına çarpması, 24 ananın gözlerindeki yaşların kuruyuncaya, yani ölünceye dek akması demektir.
Bu, acıların dip yaptığı yerdir ve tarifi çok zordur.
Yaşamlarını şehit olarak verenlerle ortak hayatı paylaşanların da ölümü demektir. Belki zaman açısından “klasik” gelecek ama ben de aynen o söze, yani sağduyulu olma görüşüne katılıyorum.
Ki katılmak zorundayız…
Birileri gibi asalım, keselim, yakalım, yıkalım demenin hiçbirimize fayda sağlamayacağı inancını hep taşıdım. Bugün de aynı düşünceden hareket etmek bir gazeteci olarak benim başlıca görevimdir.
24 yanık yürekli ananın isyanını dindirmek bu saatten sonra elbette hiç kimsenin de harcı değildir. Ancak bu ülkenin insanları bu gel gitleri artık yaşamak zorunda değildir.
Bunca gencecik insanın yaşamını yitirdiği bir yerde eğer Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı o koltukta oturuyorsa, o yönetimin içerisinde büyük bir zafiyet var demektir. Bugünkü şehit askerlerin yarın da aynı biçimde öleceği ve yine ocaklara kor ateş düşeceği demektir.
Halkının sağduyulu olması gerektiği çağrısında bulunan Hükümetin başlıca görevi, Ülkenin iç topraklarından sorumlu İçişleri Bakanını ve askeriyeden sorumlu Milli Savunma Bakanını derhal görevden almasıyla başlar.
Sonra mı?
Yıllardır atıp tuttuğunuz ancak her ne hikmetse çeşitli bahanelerle yapamadığınız yatırımları zorunlu hale getirir, o bölgedeki insanlara ekmek vermekle işe başlarsınız. Çok değil, Bursa ve Kocaeli gibi kentlere yapılan yatırımın çeyreği dahi zorunlu teşvik edilse yine yeter.
Terör tamamen biter mi?
Elbette bitmez. Ama büyük bir katkı koyacağı aşikârdır.
Beraberinde kararlı ve samimi bir siyasi duruş ortaya konulmalıdır. Ankara’da oturup esip gürlemekle değil, gidip o bölgenin insanlarına bu ülkenin bölünerek değil birlikte yaşayarak güçleneceğini örnekler vererek anlatmalıdır.
TBMM’de sorumluk alan tüm partiler bu ahlâki duruşu sağlamak ve göstermek zorundadır. Sağduyu istemlerinin yanında bu işin vebali bu halkın değil, sorumluluk alan vekillerin boynunadır.
Aksi halde biz bu filmi dün ve bugün olduğu gibi yarın da izlemeye devam edeceğiz, yaşamlarını vatan savunması için feda eden gencecik askerlerimizin cefâkar anaları da ağıtlar yakmaya devam edecektir.
Sözün özü:
Emperyalistlerin istediği kana kan tuzağını değil, sağduyulu ve hoşgörülü olmanın bizi bir arada tutacağı inancındayım. Büyük bir vakurla yasımızı tutmalı ve yarının bugün gibi bir kader olmamasının mücadelesini vermeliyiz. Hepimizin başı sağolsun…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Jennifer Lopez İstanbul ve Antalya'da konser verecek!
Son yıllarda özel hayatıyla gündemden düşmeyen Jennifer Lopez Türkiye'de müzikseverlerle buluşacak. Dünyaca ünlü pop yıldızı Jennifer Lopez, yeni dünya turnesi kapsamında Türkiye’ye geliy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Uzmanı uyardı: 50-60 yaş arasında daha sık görülüyor
Ani işitme kaybı, nedeni tam olarak belirlenemeyen ve üç günden daha kısa sürede gelişen, işitme testinde 30 desibel ve üzerinde (ardışık üç frekansta) kaybın tespit edildiği bir durumdur. Genellikle kulak çınlaması (tinnitus), uğultu gibi semptomlarla birlikte görülür. Nadiren baş dönmesi (vertigo) de eşlik edebilir. En sık 50-60 yaş aralığında görülmekte olup, erkek ve kadınlarda benzer sıklıkta rastlanmaktadır.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.