Güler Misin, Ağlar Mısın…

   Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce ve bir grup meclis üyesi, kardeş kent anlaşması imzalamak için Almanya’nın Flörsheim kentine gitmişler.

   Haberi gördüğümde nasıl şaşırdığımı inanın anlatamam.

   Okuyunca bakalım siz de bana hak verecek misiniz?

   Öncelikle;

   Almanya’nın Flörsheim kentiyle Kardeşlik anlaşması yapmaya giden bu bir grup meclis üyesini oluşturan kişilerin birbirleriyle kavgalı olması olayın en komik ve tabii ki en trajik boyutu.

   Şaka değil, hepsi birbiriyle kavgalı.

   İnanmıyorsanız okuyun;

   Grup içerisinde bulunanların kronolojik kavga listesine bakalım;

Mevcut Belediye Başkanı Mustafa İnce ile eski Belediye Başkanı Ertan Avkıran birbiriyle ciddi biçimde kavgalı.

Eski Belediye Başkanı Ertan Avkıran ile Meclis Üyesi Alparslan Kandemir kavgalı.

Mevcut Belediye Başkanı Mustafa İnce ile Meclis Üyesi Leyla Cengiz arasında atama nedeniyle küslük var.

Mevcut Belediye Başkanı Mustafa İnce ile Meclis Üyesi İhsan Seyhan kavgalı.

Eski Belediye Başkanı Ertan Avkıran ile Meclis Üyesi Mehmet Soyoğul arasında öteden beri kavga ve kırgınlık var.

Mevcut Belediye Başkanı Mustafa İnce ile Meclis Üyesi Mehmet Soyoğul arasında tartışma var.

   Uzun lafın kısası Almanya’ya kardeşlik anlaşması için giden bu pek değerli muhteremlerin kendi aralarında olan ilişki biçimi, birbirlerine arkalarını dönemeyecek kadar ciddi ve dikkat isteyen bir pozisyonda.

   Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi?

   Neyse…

   Şimdi akla şöyle bir soru geliyor;

   Birbirleriyle kardeşlik anlaşması olmayanların, Almanya’nın Flörsheim kenti sakinleriyle yapacakları kardeşlikten Allah aşkına ne olur?

   Acaba müstakbel Alman kardeşlerimiz bu grubun birbirlerini nasıl yediklerini ve grup içerisinde bulunan husumetten haberdar mı?

   Ya da şöyle düşünelim;

   Flörsheim kentinin Belediye Sarayında Protokol masası hazır.

   Bizimkilerle Alman kardeşler oturmuşlar tam kardeşlik protokolünü imzalarken, mazallah birbirleriyle kavgaya tutuşuyorlar, böyle bir durumu düşünebiliyor musunuz?

   Olasılıktan öte reel bir durum bu, olumsuzluklar açısından mevcut ilişkiler tavan yapmış durumda. Yani böyle bir kavganın olmaması mümkün mü?

   Neyse…

   Umarım bizim grup yaban ellerde fire vermeden sağ salim döner ve kavgalarına kaldıkları yerden burada, olay mahallinde devam ederler.

   Barış içerisinde yaşayacaklarından umutlu olmadığım için böyle bir temennide bulunuyorum. Zararın neresinden dönersek kâr mantığı perspektifinden olaya yaklaşmaya çalışıyorum.

   Yanlış anlaşılmasın, art niyetim yok.

   Sadece var olan durumu paylaşıyorum, hepsi budur efendim…

   Son olarak o fotoğrafı bir kez daha buradan verelim, her ne kadar objektiflere zorunlu bir birliktelik pozu verselerde, bunun yorumunu da siz sevgili okura bırakalım.