Yukarı
     SON DAKİKA     

AB'den yapay zeka hamlesi

1

Sinan Kara

Kötü Polis Tacettin…

19 Kasım, 2011

   Hatırlarsanız, göreve geldiği gün kendisini Komutan ilan eden ve CHP İzmir’de askeri disiplin vesayet sürecini başlatan Tacettin Bayır, o günden bu güne hızını alamamış gibi görünüyor olacak ki, şu sıralar meslek değiştirme eğilimine girmiş durumda. “Devrimci” Bayır şimdilerde de Polisçilik oynamaya başlamış ve güya Kocaoğlu'na iyi, kendisine de diğer bir  rolü belirlemiş; Kötü Polis Tacettin…

   Komutanlık günlerinde kendisi için “General rütbesinde ancak Başçavuşluk yapıyor” diye Bayır’ın rütbesini aşağıya indirme gereği duymuştum ve saptamalar yapmıştım. Kendisi de bu duruma alınmıştı. Hatta bir konuşmamızda “Ben sizin isteğinizle Başkanlığı bırakmam” diye tuhaf bir çıkışta bulunmuştu.

   Sayın Bayır Komutanlıktan sıkılmış olacak ki, şu sıralar çareyi "Cemaatin Ordusu"na katılmakta bulmuş. Komutanların etkisinin kırıldığı hissiyatı da ağır basmış olabilir.

   Anlamadığım “Ulusalcı Tacettin”in nasıl olurda TSK’dan Cemaate geçiş yapmaya çalışması ve hayranlık duymasıdır.

   Neyse, bu işin ironik kısmı. Şimdi gerçeğe dönelim.

   Önce Bayır’ın “Polisçilik” açıklamalarına bakalım;

   Başkan Kocaoğlu'nun yumuşak gündemle yoluna devam edebileceğini dile getiren Bayır, "Ama bizler sert açıklamalar yapacağız. Biz burada kötü polisi oynayacağız. Başkan, eleştiri yapmadığında bazı arkadaşlarımız bunu fırsat bilip, 'Kocaoğlu AK Parti ile kol kola girdi' diyor. Başkanın istekleri, İzmir halkı için talepleri var. Karşı karşıya gelip, sert açıklamalar yapamaz" diye konuştu. Bayır, belediye otobüslerinde bile AK Partililerin eleştiriler yaptığını ve otobüsün geç kalması halinde duraklarda yaygara, otobüste kavga çıkarttığını söyledi. Bayır, meclis üyelerinden bu duruma tepki vermelerini, gerekirse bu zihniyetteki insanlarla kavga bile etmelerini önerdi.

   Şimdi Komutanlığı, Polisçiliği bir tarafa bırakalım. Bu açıklamaları okuduğumuzda bir “Takiye”cilik oynandığı gerçeği sizce de ortaya çıkmıyor mu?

   Bu anlamda sormak gerekir; Hani omurgalı duruş, hani mücadele ruhu. Takiye yapmak ne zamandan beri Muhalif duruşla eş değer olarak anlam taşımaya başladı.

   Sizin eğer korkularınız yoksa çıkar “adam” gibi tavrınızı ortaya koyarsınız. Yok eğer bunu yapamıyorsanız “ben devrimciyim”, “ben muhalifim”, “ben demokratım” deme hakkınız da yoktur. Ağırlığını taşıyamadığınız, altında ezildiğiniz o koltuğu “bu işi beceremedim” diye boşaltırsınız. Birileri de gelir o görevi layıkıyla yapmaya çalışır.

   Ayrıca;

   İçerisinde bulunulan durumu bir stratejik yol haritası olarak belirleyen Bayır’ın bu stratejisi yapılan açıklamalarla havada kalmıştır.

   Yani hem strateji belirleyeceksiniz, hem de bunu kamuoyuna ve rakiplerinize deklare edeceksiniz. Allah aşkına, bu komiklik değil de nedir…

   Ve değindiğim yere tekrar geri dönüyoruz.

   Yapılan o açıklama apaçık bir Takiye’nin izdüşümüdür.

   Kötü Polisçiliğe özenen Tacettin Bayır aynı zamanda Kötü Bir Başkan ve Kötü bir Örgütçüdür…

   Durum bundan ibarettir…

Dersim'le Yüzleşmek

   Bir önceki yazımda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Siz Atatürk’ü Tanıyor Musunuz?” sorusuyla kaleme aldığım yazıya bir ilave yapmak istiyorum.

   Öncelikle şunun iyi bilinmesini istiyorum.

   Dersim’de katliamların yaşandığı gerçeğini hiç kimse değiştiremez ve o dönemde erk’in de CHP’de olduğu gerçeğini de hiç kimse değiştiremez.

  General Abdullah Alpdoğan isimli çocuk katilinin yaptıklarını, Sabiha Gökçen’in pilotluk sınavını “Halkın Üzerine Bomba bırakarak” denediği gerçeğini de hiç kimse değiştiremez.

   Şimdi birileri kalkıp orada bir isyan vardı diyerek savunmaya da geçmesin. Bir yerlerde isyan varsa siz çocuğuyla, kadınıyla, yaşlısıyla bir halkı katletmekle değil, isyanın gerçek nedenlerini sorgulamak durumundasınız. Yüzleşmek neden bizleri ürkütüyor ve bu kaçış daha nereye kadar sürecek?

   Şeffaf biçimde açarsınız Genelkurmay ve o zamanın Milli Emniyet arşivlerini görürsünüz.

   Benim sitemim ortadaki iki yüzlülüğedir.

   Birilerinin birilerini nasıl sevdiği ya da sevmediği ve nasıl kutsadığını sorgulamak demokratik düşünceye terstir.

   Dikkat çekmek istediğim nokta CHP ve Kılıçdaroğlu’nun duruşuyla ilgilidir.

   Dersim’de yaşanılan katliam sürecini ben Recep Tayip Erdoğan’dan değil, Dersim’li olan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan duymak isterdim.

   Ne demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir…

Başkanların Van çıkarması

   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yapması gerekeni Abdül Batur yaptı.

   Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkan Abdül Batur öncülüğünde Deprem bölgesi Van ve Erciş’e bir gezi düzenledi.

   Edindiğim izlenimlere göre oldukça yararlı bir gezi oldu.

   İspanya gezisini iptal ederek Van’a gitmeyi uygun bulan ve Erciş’e bir okul yapma sözü veren Başkanları buradan kutluyorum.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Bülent Şakrak yine aşık oldu

Ceyda Düvenci'den iki yıl önce boşanan, ardından yapımcı Esra Akpınar ve oyuncu Burcu Kirman'la aşk yaşayan Bülent Şakrak bu kez gönlünü ayakkabı tasarımcısı Duygu Arabacıoğlu'na kaptırdı...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sivilcenizin rengi böyleyse hastaneye koşun

Normal gibi görünen sivilceler aslında cilt kanserine kadar götürebiliyor. Hızla agresif bir türe dönebilen bu sivilceler için uzmanlar uyarılarda bulunuyor. Dermatologlar, zararsız gibi görünene bazı sivilcelerin hızla cilt kanserine neden olabileceğini vurguladı.  Bu tür melanomlar, her yıl yüzlerce kişinin hayatına mal oluyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR