Bu Miting Demokrasi Adına Önemli

   Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığının bu Pazar günü Gündoğdu Meydanında düzenleyeceği “Demokrasi ve Özgürlük” mitingini çok önemsiyorum.

   Gazeteciler Mustafa Balbay, Nedim Şener, Ahmet Şık ve TMK tuzağıyla yıllardır hapishane köşelerinde tecrit altında bulunan gazeteciler ve düşünürler adına çok önemsiyorum.

   Demokrasi ve Özgürlükler adına bu katılımın çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.

   Mitingin ilk çağrıcılığını her ne kadar da, CHP İzmir Milletvekili ve aynı zamanda Büyükşehir Belediyesinin ticari paydaşı Alaattin Yüksel yapsa da, bu çağrıyı değil, “Örgüt Başkanı” Tacettin Bayır’ın yaptığı ikinci çağrıyı dikkate aldığımı da ayrıca belirtmek istiyorum.

   Söylemleri ve siyasi çizelgesi birbirinden farklı olan Alaattin Yüksel’i neden dikkate almadığımı da en az sizlerde benim kadar iyi bilirsiniz.

   Lâkin, siyasal duruşunu kendi öz sermayesi için kullanan bir kişinin yaptığı çağrının samimiyetini de sorgulamak gerekir diye düşünüyorum.

   Neyse…

   Evet bu miting çok önemli.

   Muhalefetin olmadığı yerlerde, tek tip devlet anlayışının hüküm sürmesinin getirdiği sonuç teokratik ve otokratik bir anlayışın varlığıdır.

   Bunun sonucunu da bugünün Türkiye’si ilklerine kadar yaşamaktadır.

   Ve en belirgin kanıtı da, 1002 gündür “deliller oluşturuluyor” saçmalığıyla “tecrit” altında tutulan Mustafa Balbay’dır.

   Bu ülkede uyduruk değil, ciddi anlamda muhalefet var ve “Özgürlük” istiyoruz demek için bu miting ve mitingin adresi olan İzmir önemlidir.

   Özgürlükler masa başı devrimciliğinden değil, meydanları doldurmaktan geçer ve tüm içtenliğinizle “Demokrasi” istiyoruz diye yırtılırcasına haykırmaktan geçer.

  Gerçekten DEMOKRASİ istiyor musunuz?

  O halde buyurun Gündoğdu meydanına!

   Kocaoğlu ve Mafya

   Aziz Kocaoğlu’nun geçtiğimiz gün Cüneyt Özdemir’e söylediklerini, kimseler her nedense irdeleme gereği duymuyor.

   Işık evleri orijinli ve çakma solculuk yapan bir gazeteci, Kocaoğlu’nun açıklarını kapatmak ve onu “büyük” göstermek için yırtınmadık yerini bırakmıyor. Tabii ki solculuk veya CHP’lilik adına değil, mangır uğruna.

   Çünkü Kocaoğlu“Sersem Tavuk”tan ziyade, altın yumurtlayan bir tavuk.

   Bu tavuğu kesmek, sermayenin kaybı demek, yüksek ölçekli mangırların da elden gitmesi demek.

   Güya Kocaoğlu’nu temize çekme gayreti.

   Görünen köy kılavuz ister mi?

   Neyse asıl meseleye dönelim.

   O röportajda ne diyordu Kocaoğlu;

   “Çankaya Otoparkını mafya ya vermedim”

   Şimdi ben buradan Aziz Kocaoğlu’na bir çağrıda bulunmak istiyorum;

   O Otoparkın ihalesinde yer alan Mafya kim?

   Mafya diye damgaladığın kişilerle aynı masada  yemek yedin mi?

  Ve dahası var;

  Mafya dediğin kişilerle aynı fotoğraf karesinde yer aldın mı?

  Haydi bu sorulara cevap verin de, görelim “adam”lık veya “şalgam”lık kriterlerinin ne anlam ifade ettiğini...…