Gazeteciler Mapushanesi isteriz...

  Bir an önce 2016’dan 2017’ye doğru yol alalım ve o berbat yılı geride bırakalım derken, yılın kapanışını gazeteci Ahmet Şık’ın tutuklanmasıyla yaşadık.

   İlk gözaltına alınışını şaka sandık. Öyle ya basılmamış bir kitap yüzünden FETO’nun içeriye attığı bir gazeteciyi, FETO ile mücadele ettiklerini iddia edenler nasıl olurda içeri atar diye düşündük. Meğer iyimser bir düşünceymiş. Bal gibi attılar işte..

   Bu anlamda aklıma, Cumhurbaşkanı'nın çokça vurgu yaptığı “At izi it izine karıştı” uyarısı geldi. Bu sözün öylesine söylenmiş bir söz olduğunu, sevgili Ahmet’in tutuklanmasında görmüş olduk. Eğer ciddi bir uyarı olsaydı At ve İt aynı kefeye konulmamış olacaktı.

   Bu tutuklamalar bize AKP İktidarının, başta gazeteciler olmak üzere kendilerine muhalefet eden kim varsa hapse atmak niyetinde olduğunu açıkça gösterdi.

   Sanırım şu an Ahmet ile birlikte hapse konulan gazeteci sayısı yaklaşık olarak 150 civarında. Bu hızla geriye kalanları da toplayacakları aşikar. Yakın zamanda neredeyse bir mapushaneyi dolduracak kadar gazetecimiz içeride olursa şaşırmayın.

   Madem gözlerini bu kadar kararttılar, bu vesile ile kendilerinden naçizane olarak bir istekte bulunalım. Medeniyeti hukuk, demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü olarak değil, yol ve köprü yapmakta gören AKP Hükümetinin, artık bir "Gazeteciler Mapushanesi" kurma zamanı gelmiştir.

   Demokrasi mi?

   Boş verin. Zaten bir araç değil miydi?

   Kötü mü işte, Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir proje yok. Zaten herkes bizi kıskanıyor. Böylesine devasa bir proje ile birlikte sadece Avrupa değil, bütün Dünya ülkeleri hasetinden çatlamaz mı?

   Her şeye itiraz eden, istemezükçü CHP’liler belki beni anlayamaz ama hiçbir şeye itiraz etmeyen AKP’lilerin anlayacağından eminim. Bakın işin ucunda Mapushane olsa da, sonuçta bu bir hizmet. Bu bir yatırım. Her şeyden önce, Muhalif gazeteciler olarak hepimiz birer potansiyel tehlike değil miyiz?

   Çok şey mi istiyoruz?

   Yandaş gazetecilere yağma Hasan’ın böreği gibi katlar, villalar alınırken, mapushane gibi masum bir hizmetin sağlanmasını istemek çok şey mi?

   Hem müşterisi de bol. Hali hazırda şuan elde 150 tane zaten var. Gerisini de nasıl olsa kısa sürede toparlar, doldururlar artık..!

   Neyse...

   Şimdi ister misiniz bu yazıyı ciddiye alıp böyle bir halt yesinler. Yapar mı yaparlar. Hayaldi gerçek oldu dedikleri şeyler, gerçekten de hayalini bile kuramayacağımız saçmalıklardan ibaret değil miydi?!

   Şu an gerçekte yaşanan bir durumu, birazcık ironi ile harmanlayarak özetlemeye çalıştım. İyi biliyoruz ki, Basın ve İfade özgürlüğüne tahammülü olmayan AKP İktidarı, çareyi gazetecileri susturmak ve içeriye atmakta arıyor.

   Atatürk’e hakaret edenleri “İfade Özgürlüğüne” bağlayıp arka kapıdan salıverenler, Cumhurbaşkanını eleştirenleri ise gayrihukuki biçimde derdest ediyor. Hukuki anlamda artık sözün bittiği yerdeyiz.

   2016 yılı zor bir yıl oldu ama 2017’nin çok daha zorlu geçeceği düşüncesindeyim. Bu durum umutlarımızdan vazgeçeceğimiz anlamına gelmemeli. Yarınlardan umutluyuz. Tek temennimiz yeni yılda aydınlık bir Türkiye. Mutlu yıllar…