CHP’liler bu davranışı hak etmiyor…

   Şaibeli bir referandumun ardından CHP’de kurultay sesleri de yükselmeye başladı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun göreve geldikten bu yana 8. kez seçim kaybı yaşatması fitili ateşleyen etken oldu. Bence doğrusu da bu. Yani CHP’de acilen bir kan değişimine ihtiyaç var. Bunca kayıp yaşayan bir Genel Başkanla 2019 seçimlerine girilmemeli diye düşünüyorum.

   Girilirse ne olur?

   Şimdiden söyleyeyim büyük hüsran olur..

   Özellikle Referandum da “Siz gidin oylarınızı kullanın sandık güvenliğini bize bırakın” deyip, malum olaylarda gereken duruşu gösteremediği için Kılıçdaroğlu’na karşı yoğun bir tepki ve güvensizlik oluştu. 2019’da gidip oyunu kullanacaklar “Oyumuza nasıl olsa sahip çıkılmıyor. Neden kullanalım?” kaygısıyla sandığa gitmeyeceklerini şimdiden dile getiriyor.

   Yani böylesine bir güvensizlik içerisinde CHP’nin Kılıçdaroğlu önderliğinde 2019’a gitmesi bence büyük ve telafisi olmayan bir felaket olur. Türkiye açısından son şans olan 2019 seçimleri, Sayın Kılıçdaroğlu’na 9. şans olarak verilmemelidir.

   Ayrıca CHP Genel Başkanının 2019 adayı olma ihtimali yüksek, referandum öncesi CHP’li kurmayların “Başkanlığı Kılıçdaroğlu’na verseler de karşı çıkarız” diye çıkışları var. Bu sözler yenilip yutulacak cinsten değil. Devam ettiği taktirde Kılıçdaroğlu’nun Başkan adayı sıfatıyla tekrar seçmenin karşısına çıkması zaten olanaksız.

   Bir başka önemli gelişme ise, eski Genel Başkan Baykal’ın tekrar sahneye çıkması. Ortak aday olarak Abdullah Gül’ün bile değerlendirilebileceğini söyleyen Baykal’ın, zorla partiye dayatılan Ekmeleddin faciasından ders çıkarmadığı anlaşılıyor.

   CHP bu teslimiyetçi tavırdan artık kurtulmalı. Çünkü CHP’liler böylesine ilkesiz bir davranışı hak etmiyor. Yani koskoca partide adam mı yok, gidip başkalarının eskileri ile yetiniliyor. Neden bu parti kendi değerlerine önem vermiyor, gidip ithal adaya yöneliyor. Bu tutumun CHP’ye emek verenleri rencide ettiğini de buradan söylemiş olayım.

   Bence Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Baykal’ın artık bu işlerden uzak durması gerekir. Her iki Genel Başkan da oturup partiye ağabeylik ve danışmanlık yapsınlar. Partinin kimi aday çıkaracağı kararını da örgüte bıraksınlar.

   Çünkü bu partinin emekçi ve sabırlı gönüllüleri 25 yıldır her ikisine de onlarca kez yetki verdi ama hiçbir sonuç alamadı. Demokratik ve özgür biçimde, artık söz ve yetki örgütte olmalı...