Ne olacak bu Çiğli’nin hali?

   Yine bir delege seçimi ve yine ortalığı pislik götürüyor. Neredeyse herkes boğaz boğaza girecek. CHP Genel Merkezi eğer bu partiye bir iyilik yapmak istiyorsa, bu delege seçimleri trajedesini biran önce ortadan kaldırmalı. Aksi halde CHP’de gücü elinde tutanlar, bu partiyi yerin dibine sokmaya devam edecek.

   Gündemde Çiğli var.

   Ne zaman olmadı ki?

   Ataşehir mahalle seçimlerinde “ölü”ye oy kullandırıldığı iddiasıyla seçim iptalini isteyenler var. Burada seçimi beyaz liste yani Belediye Başkanı ve İlçe Başkanına karşı olan liste kazanmıştı. Şimdi seçimin iptalini istiyorlar. Gerekçe “ölü”ye oy kullandırmak.

   Peki ölü nerede?

   Kimdir, nedir hangi mezarda yatar?

   Çıt yok!

   Var deniliyor ama gizleniyor. Suçlanan kesim “verin bakalım imza gerçek mi sahte mi?” diye diretiyor ama nafile.

   Ölü işte..

   Bir şey attık ortaya, ya tutarsa mantığı. Oh ne ala memleket!

   İş bu kadarla da kalmıyor.

   Ölü’ye oy kullandırmakla suçlananlar, “madem siz şeffaf biçimde açıklamıyor, saklıyorsanız o halde buyurun hep birlikte Savcılığa gidelim, kim bu sahtekârlığı yapmışsa ortaya çıkaralım” diyor. Yine ses yok. Suçlanan kesim mecbur kalıp tek başına Savcılığa giderek suç duyurusunda bulunuyor.

   Olay burada bitiyor mu?

   Bitmiyor!

   Suçlayan kesim bu kez akıllara zarar bir karar alıyor “Vay siz misiniz bu işi yargıya taşıyan” diye haklarını arayan bu kişileri, tedbirli olarak kesin ihraç talebiyle disipline sevk ediyor. Dürüst ve onurlu davranmak ne zaman parti suçu oldu CHP’de?

   Şaka gibi değil mi?

   Ama maalesef gerçek!

   Hakkını arasan bir türlü aramasan bir türlü. Oysaki ne güzel işte “Sahtekâr her kimse?” açıkça ortaya çıkarılsın ki, herkes gerçeği öğrensin.

   Bu anlamda “Neden kaçıyorsunuz?” diye sormazlar mı adama?

   Biz suçladık siz sesinizi çıkarmayın ve bu sahtekarlığı kabul edin demenin mantığı izah edilebilir mi?

   Evet, suçlanan tarafta olan CHP’li Av. Süleyman Karadağ ilkeli davranarak bu rezaleti yargıya taşıdı. Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecektir. O imza ve o imzaya her kimler önayak olduysa, inanıyorum ki hepsi birer bire çıkacaktır ortaya.

   Sonrası mı?

   Sonrasında, bu sahtekârlığı her kim/kimler yaptıysa ve kimler alet olduysa, onları tek tek yazmak hepimizin boynunun borcudur. Kalemini satanlar hariç…

   Bilmem anlatabildim mi?!