O kumpas kimlere kuruldu?

   Malumunuzdur, CHP İstanbul İl Kongresini kazanan Canan Kaftancıoğlu oldu. Kaftancıoğlu rakibi Cemal Canpolat’ı 7 oy farkla geçerek kazandı kazanmasına ama kazanmaz olsaydı, denilecek bir süreç devreye girdi.

   CHP eski Lideri Deniz Baykal’ın büyük hissedarı olduğu iddia edilen Halk TV, CHP’lilerin desteğiyle varlığını sürdürmeyi bir yana bırakarak, adeta dönüp CHP’ye vurdu.

   Canpolat’ı desteklediği bilinen Halk TV, Kaftancıoğlu’nun 6 yıl önce paylaştığı bir tweeti alıp haber yaptı. Belden aşağı diye tabir edilen bir habercilik anlayışının altına da imzasını atmış oldu. Çok geçmeden Yandaş Medya bu olayın üzerine abanarak, Halk TV’yi referans alıp başladı CHP’yi karalamaya. Devamında Savcılar harekete geçti ve Kaftancıoğlu’na soruşturma başlatıldı.

   Bu durum elbette kimseyi şaşırtmadı, çünkü yandaş medyanın görevi bu zaten. Asıl şaşırtan, Halk TV’nin izlediği yöntem oldu. Çünkü bu yöntem kir, pas ve “kumpas” kokuyor. Öyle ya, tam 6 yıl önce yazıldığı iddia edilen bir tweeti alıp, haber yapmak kimin işine yarayabilir?

   Bence rakip aday olan Canpolat’a. KIlıçdaroğlu’nun Kurultaydaki rakibine. Bir başka aşama ise AKP’nin işine yarayacağıdır.

   Peki, Kılıçdaroğlu ne alaka?

   Bilindiği gibi Kılıçdaroğlu’nun, Kaftancıoğlu’nu desteklediği parti kulislerinde günler önce konuşuluyordu. Nitekim o kongre salonuna mor kravat takarak gelmesi de destek olarak algılanmıştı.

   Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun Canpolat ile arası da iyi değildi. Hatırlarsanız bir süre önce, Canpolat’ın delege ve yöneticiler üzerindeki baskısı gerekçe gösterilip, İstanbul İl Kongresine Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla müdahale edilmiş, seçim şimdiki tarihe ertelenmişti.

   Madalyonun bir başka yüzüne gelelim.

   Halk TV ile bir önceki İl Başkanı Cemal Canpolat’ın arasındaki sıcak ilişki bütün CHP’lilerin dilinde. Anlatılanlar hiçte öyle yenilip yutulacak cinsten değil. O ilişkiler sonucu, Halk TV, tarafını ilan edip Canpolat’ı açıktan destekledi. Diğer aday, yani şimdiki Başkan Canan Kaftancıoğlu’na ise ekranlarını kapattı. Hatta bu “şaibeli” durum çeşitli haber sitelerine de konu oldu.

   Bu anlamda İstanbul’un yanı sıra, 3 Şubatta yapılacak Kurultayı da hesaba katarsak, Halk TV’nin arkasında birileri mi var sorusu da akla gelmiyor değil?

   Yakında bunu anlarız..

   Bir başka önemli gerçek, bu kirli yöntemden adli açıdan Kaftancıoğlu belki zarar görebilir ama onunla birlikte asıl zarar CHP’ye verilmiştir. Hem de CHP’nin kaynaklarıyla beslenen birileri tarafından.

   Göreceksiniz, AKP bu “kirli ve kumpas” kokan haberi alıp 2019’a kadar her ortamda evire çevire kullanacaktır.

   Kaynak demişken, birçoğunuz fakındasınızdır. Halk TV, CHP içerisinde başta Belediye Başkanları olmak üzere, yönetimde olanları destekleyen bir yayın çizgisi izlemeyi tercih ediyor. Perinçek gibi birisini bile ekrana çıkartıp, CHP'ye hakaret ettirmekten sakınmayan bu anlayış, Parti içerisindeki emekçilere ise ekranlarını kapatıyor.

   Neden?

   Çünkü güç/para emekçilerde değil, yöneticilerde!

   Gerek Belediye gerek Milletvekili seçimlerinde, İzmir’de bu taraflı yayıncılık anlayışının izlerini, geçmişten günümüze fazlasıyla gördük. Güç sahibi olanlarla ortak müşterek halinde hareket ederek, bir yerleri dizayn etme hastalığı da buna dahil. Maalesef bunun bir benzerini de İstanbul İl Kongresinde yaşamış olduk. Sıra da Genel Merkez olabilir mi?

   Bekleyip göreceğiz…