CHP’ye suikast mı yapılıyor?

   CHP İzmir İl Seçim Koordinasyon Kurulu'ndan sorumlu olan Alaattin Yüksel, eski il başkanları ve bazı eski vekilleri “seçim toplantısı” için İl Binasına çağırıyor. Amaç seçimlerde kritik olan yerlere dair durum tespiti yapmak. Bu toplantıya, 70-80 yaşındaki eski il başkanları da dahil olmak üzere çağrılanların neredeyse tümü geliyor. Ama bir tek kişi hariç?

   O kişi, genç, dinamik ve donanımlı olduğu iddiasıyla Kocaoğlu tarafından İl Başkanlığına getirilen Deniz Yücel’den başkası değil..

   Halbu ki ev sahibi olarak, ilk başta o toplantıda olması gereken isim kendisi olmalıydı. Ama 70-80 yaşındaki emektar il başkanlarının bile binbir zahmetle geldiği bir toplantıya lütfedip katılmamıştı. Bu durumu eski il başkanlarından birisi “ciddiyetsizlik” olarak nitelendirdi.

   Son günlerde “Mangal Partisi” ile gündemde olan çiçeği burnunda İl Başkanı Yücel, acaba o anlarda yeni bir “Mangal Partisi”mi veriyordu diye takılanlar da yok değil. Malum kendileri, herkesin kan ter içerisinde koşuşturduğu bu seçim sürecinde “Mangal Partisi” ile gündeme gelmişti. Şaka gibi ama maalesef gerçek..

   Gelelim Alaattin Yüksel’in boş icraatına..

   Aziz Kocaoğlu’nun Genel Merkeze baskısıyla SKM, yani Seçim Koordinasyonu Kurulu'nun başına getirilen Alaattin Yüksel bahsettiğim onca partiliyi dün İl Binasına çağırıp bir toplantı yapmaya kalkışır. Buradaki amaç, güya kritik olan yerlerdeki bilgileri paylaşmak ve seçim çalışması yapmak. 15 dakikalık klasik bir konuşma ve kısa bir slayt gösterisinin ardından Yüksel tarafından “hemen gitmemiz gerekiyor” denilip herkese yol verilir. Önerilerin tartışılması ve çözümler üretilmesi gerekirken, gayri ciddi toplantılar yapılıyor diye bu duruma bozulan eski il başkanları da olmuş.

   Baştan beri ısrarla vurguladığım gibi, Muharrem İnce hem CB seçimlerinde hem de parti seçimlerinde CHP’yi tek başına sırtlamış taşımaya çalışıyor. CB seçimlerinde gereken başarıya ulaşacağı inancındayım ama parlamento seçimlerinde CHP İzmir’de ne yazık ki büyük bir darbe yiyecektir.

   Bunun bir nedeni, küçük olsun benim olsun mantığı ile Kocaoğlu’nun baskısıyla oluşturulan Milletvekili aday listesi, bir diğeri de yine Kocaoğlu’nun kişisel egosu yüzünden örgütün işlevsiz hale gelmesi/getirilmesidir. Bunun bir proje olduğuna inanıyorum. Altı boşaltılan bir örgüt yapısı ile benim dediğim olsun, tek karar verici ben olayım gayreti var ortada. Dikkat ederseniz İzmir’de birkaç aday dışında örgütten eser yok. Son derece kritik bir süreçte, örgütünün başında olması gereken örgütün başı Mangal Partisi’nde olursa, kimsenin kalkıp parti emekçilerine söz söylemeye de hakkı yoktur.

   Bakın bu bir rehavet falan değil, bence apaçık partiye siyasi bir suikasttir. Çünkü Ülke’de bunca yaşanmışlığa ve olumsuzluklara rağmen, rehavet ve boşvermişlik gibi gülünç gerekçelerle bu işler geçiştirilemez. İnanın haklı çıkacağım için üzülüyorum. Şurada seçimlere az bir süre kaldı. Çok değil birkaç gün sonra ne demek istediğimi ve ayyuka çıkan bu çürümüşlüğün sonuçlarını hep birlikte yaşayıp, göreceğiz. Umarım ki yanılırım…