Temiz siyaset. Ama nasıl?

   İzmir CHP’de herkes kongrelere kilitlenmiş durumda. Henüz mahalle delege seçimleri bile başlamadan ortalık yangın yerine döndü. Tabi bunda Belediye Başkanlarının da katkısı oldukça büyük. Birçok ilçede Belediye Başkanlarının kamu gücünü kullanarak, sürece müdahale ettiğine dair, haklı yere veryansınlar yükseliyor. Bu durum örgüt içerisinde fena halde rahatsızlık yaratmış durumda.

   Olayın ilginç tarafı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Belediye Başkanlarına “Kongre sürecine dahil olmayın, tarafsız kalın..” talimatı da bir işe yaramıyor. Hal böyle olunca, tabi yukarıdaki başıboşluk, maalesef aşağılara da daha çok cesaret vermiş oluyor. 

   Yani CHP’de geçmişten hiç kimsenin ders çıkardığı da yok. Tabandan yükselen “Böyle gidersek 89 sendromunu tekrar yaşayabiliriz!” uyarısını duyan ve dikkate alan da yok.

   Anlayacağınız, Temiz siyaset iddiasının yerini, kirli siyaset almış durumda.

   Peki, bu sorunlar çözülür mü?

   Bence çok zor!

   Çözülmesi için samimi ve gerçekçi adımlar atmak lazım. Öncelikle birçok İlçe Başkanının Belediye Başkanına bağımlı olmaktan acilen kurtulması gerekiyor. Yani herkes kendi işine bakmalı. Her iki makam arasındaki yoz ilişkiler o denli iç içe geçmiş ki, buna karşı durmak neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Ne yazık ki ne oluyorsa, partisinden iktidar beklentisi olan iyi niyetli üyeler ve partillilere oluyor.

   Bu kronikleşmiş sorun elbette bir an önce son bulmalı. Bu anlamda önümüzdeki Kongrelerde bu duruma son vermesi gerekenler de yine üyelerin seçeceği delegelerdir denilebilir ama bu da zor gibi görünüyor. Lakin böylesine sağlıksız yapı içerisinde, ne denli sağlıklı seçimin olacağı da ayrıca bir tartışma konusu.

   Geriye en mantıklı çözüm olarak, önseçim kalıyor. Bu üye yapısıyla belki ön seçim de tartışılabilir ama en kötü ön seçim bile şu anki durumdan bin kat daha iyidir.

   Her şey bir tarafa bir de bu keşmekeşliğin Genel Merkez ayağı var. Genel Merkezin bu kangren olmuş sorunları görmezden gelmesi de kimseleri şaşırtıyor olabilir. Bence şaşırmayın. Çünkü Genel Başkan  yardımcısından tutun, PM Üyesine kadar herkes bir hesap peşinde. Tabi buna Genel Başkan da dahil.

   Tablo böyle olunca, maalesef “Temiz Siyaset” denilen iddialı ve süslü sözler de havada kalmış oluyor..