Fırıldak Kubi öldü, yaşasın Fırıldak Metin...

25 Kasım, 2009 1980-90 dönemlerini yaşayanlar iyi hatırlar. Afyon Milletvekili Kubilay Uygun diye bir siyasetçi vardı. Partisini satmaktan dolayı adı "Fırıldak Kubi"ye çıkmıştı. Ve süreç içerisinde tarihin sayfalarında yaptığı satışlarla anıldı. Tıpkı şu an gibi. Meseleye gelirsek; Hem kel, hem de fodul diye bir deyim vardır. Yani; Hem kusuru olan, hem de ayna gibi bu kusuru ortada iken gizlediğini sanan kişilerin tasviri için kullanılır bu söz… Konunun kahramanı olan, "Başkan" Metin Solak'ın durumuna da oldukça uyuyor bu deyim. İzmir’in en az hizmet almış ilçelerinden birisi olan Çiğli, bildiğiniz üzere bir hafta önce koltuk yüzü görmemiş Başkanını kaybetmişti. Eski ve merhum Başkan Ensari Bulut görev yaptığı 5,5 yıl boyunca topu topu 2 ay gibi kısa bir süre Belediyesine uğramış ve ne yazıktır ki adı sırf bu yüzden “Hayalet Başkan”a çıkmıştı. O günleri tekrar tartışmaya açmak istemiyorum. Ancak Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir derler, Ensari Başkan’ın özellikle ikinci dönem o sağlıksız haliyle tekrar tercih edilmesi tam bir keşmekeşlikti. Hiç şüphesiz bu keşmekeşliğin önde gelen sorumluları da bana göre, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP İzmir Milletvekilleri Kemal Anadol, Abdürrezzak Erten, Canan Arıtman, İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ve tabi ki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’dur. Kısacası hiç kimse bu sorumluluktan kaçamaz. Çünkü bu saydıklarım kişilerin neredeyse geneli, Çiğli’ye gelip, ayakta duramayan rahmetli Başkan için Halk’tan oy istemişler ve göz göre göre Çiğli ve Çiğli halkını istismar etmişlerdir. Maalesef bu sıkıntılar Rahmetlinin ölümüyle de hallolmamıştır. Vekil bıraktığı kişi yaptığı etik dışı hareketle tarihe geçecek bir manevraya, bir ihanete imza atmıştır. Onlarca yıldır siyasetin içerisinde “Fırıldak Kubi”leri görmüştük, ancak böylesini ise ilk kez görüyorduk. Grup içerisinde alınan karara onay veren sonra da oylama sırasında aday olan ve bu adaylığı elde edebilmek için “Şahitler huzurunda” kafasına silah dayamayı göze alacak kadar, hırs ve ihtiras sahibi birisini, gerçekten ne görmüştük, ne de duymuştuk. Bana göre “Fırıldak Kubi” diye anılan siyasetçiye de pabucunu ters giydirmiştir. Bir anlamda Fırıldak Kubi'nin tahtı elden gitmiştir. Ancak bildiğim bir şey vardır o da, hukukçuluğu ile övünen Metin Solak’ın siyaset tarihinin kirli sayfalarına adını yazdırmayı başarmış olmasıdır. Açıklamasında “30 yıldır böyle bir şeyi bekliyordum” diyen Metin Solak'tır. Yani "haciz ettiği" koltuğun elinin, avuçlarının içerisinden kayıp gitmesine gönlü razı gelmemiştir. Oysa sırf “hırs ve ihtiras” yüzünden, "İzmir siyaset sayfasından” silindiğinin halen farkında değildir Metin Solak… İl Başkanı Nalbantoğlu’nun, “İki şeyin önüne geçilemez. Biri intihar eden bombacının, diğeri de ihanete karar vermiş politikacının” sözleri bu olayın vahametini de ciddi anlamda gözler önüne sermiştir. Yakın zamanda ihraç edileceği kesin gibi görünse de, bana göre elinde son bir şans kalmıştır, o da itibarını "az" da olsa kurtarmak ve onurlu müeesese olan istifa mekanizmasını işleme koymaktır. Benim fikrim bu. Lâkin siyasi konjonktürün bu tip“Fırıldakvari tercih”lerı kaldıramadığı, yadsınamaz bir gerçektir… Sözün Özü; Metin Solak menfaatleri uğruna hem partisini hem de arkadaşlarını satmıştır. Hem de “güya” fikirlerine çok değer verdiği, Cumhuriyet Halk Partili Ensari Bulut’un kemiklerini sızlatmıştır. E-Posta: gazeteci@sinankara.com