Pragmatizmleşen Yaşamlar...
05 Mayıs, 2010
Kısacası “bana faydası olmayan kilisenin papazını….” mantığının kabul gördüğü bu olguyu, İzmir’de, bulunduğumuz ve sorumlusu olduğumuz yerde fazlasıyla yaşadığımız realitesinden yola çıkmak istiyorum.
Bütün doğallığımızın yitip gittiği ve içerisinde bulunduğumuz kavram kargaşasını, biçare mazeretlerimizle örtüştürme çabamız, kendimize benzetme inadımız olanca hızıyla sürüp gidiyor. Çok değil 15-20 yıl öncesine uzandığımızda, toplumsal pragmatizmliliğimizin çok daha asgari düzeylerde olduğu su götürmez bir gerçekti.
Yani her şeyimizle masum ve yalın bir yaşamın kıyısında sürüklenip gidiyorduk. Ve bu anlarımız dayanılmaz bir haz katıyordu benliğimize.
Mutluluğun küçüğü büyüğü olmaz gerçekliği işlenmişti taa yüreklerimizin derinliklerine.
Velâkin o yıllarda herkes iyiydi…
Taaa ki 80’li yılların postal izlerine kadar.
Hümanizm kokan yürekler ve ödün tanımayan ilkelerin devşirildiği, kötüleştirildiği sürecin başlangıcıdır 80’li yıllar.
Özeleştiri mekanizmasını devreye koyduğumuzda, iyi biliriz ki; Güce tapınanlar zaferini, fiziki baskılardan değil, kan ve gözyaşıyla temelini attıkları, popüler kültürden elde etmişlerdir.
Yani galip gelen, bizlere dayatılan bu yaşam biçimi olmuştur.
İşte bu yaşam biçimi de, şu anda içerisinde bulunduğumuz Pragmatik yaşamın ta kendisidir.
Oysa, onlarca yıl önce İdeoloji denilen değerin, kısa bir süre sonra dibe vuracağını hangimiz düşünebilirdik. Ve hangimiz dirençli tavırlarımızın, günlük koşulların seyrine göre kurgulanacağını tahmin edebilirdik.
Aslında biz, o yere göğe sığdıramadığımız “duruş biçimini” iliklerimize kadar hissedememişiz. Aksi halde bugün “faydacı” anlayışla iç içe olmayacaktık.
En kötüsü de, bu yozlaşmanın beraberinde getirdiği tahribattır.
Mesela, demokrasiyi en çok özümsemesi gereken kesimin SOL kesim olması gerekliliğine inanırız. Ancak günün koşulları içerisinde kendisine bu payeyi biçenlerin pratiğinin, bu görüşün altını nasıl boşalttığına da aynı zamanda tanık oluruz.
Bu tiplerin en belirgin özelliği ise söylem ve pratik farklılığıdır. Çok uzağa gitmeyelim, yerel seçimlerin hemen öncesinde halkın karşısına avuç içlerinde taşıdıkları maddelerle çıkan ve kendisine SOL’cu diyerek demokrasi nutku çekenleri göz önüne getirelim.
Ya sonra?
Sonrası da hepimizin malumu…
Neyse…
Bir ara eserse, bu “argüman” havarilerini de yazarız elbette.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Cem Yılmaz da göç etti: 'Her şey çok güzel olacak'
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan tepkiler protestolara dönüşmüş, yapılan her paylaşım ayrı olay olmuştu. Sürecin bir an olsun durulmadığı gündemde X platformunda hesap...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Uzmanı uyardı: Solunum yolu enfeksiyonu sonrası kalp gribi riski
Üst solunum yolu enfeksiyonlarını atlatan kişilerde sessizce ilerleyen kalp gribi tehlikesi! Göğsünde ağrıyla hastaneye başvuran genç, kalp gribi teşhisiyle karşılaştı. Uzmanlar uyarıyor: Genç ölümlerin ardında bu hastalık olabilir. Boğaz ağrısı, halsizlik, nefes darlığı ve kırıklık gibi genel belirtilerle üst solunum yolu rahatsızlığı geçirenler, bir süre sonra kalp batması, göğüs ağrısı ve çarpıntı gibi belirtilerle hastanelere başvuruyor.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.