Yukarı
1

Sinan Kara

İzmir ``Kanat``larımın Altında

17 Haziran, 2010

İzmir’de önce MHP’ye yakınlığı, ardından AKP basın danışmanlığı ve daha sonra CHP yazarlığı yapan “Kanatçı Ümit”i yazmıştım önceki gün.
Mesela, bu “çok partili” arkadaşın (bu arada bilginize, benim partim yok-gazeteciyim) bu tür bir gazeteciliğin altına imza atmış olduğunu da yeni öğrenmiş oldum.

Amâ burası İzmir.
Bu fırıldak durumu Tasvip etmesek de, demokrasilerde bu tür kaygan kişiliklere de yer olduğunu kabul etmek gerekir.
Bizim Kanatçı, önceki gün resmen kanatlanmış.

Aklınca bana cevap verme telaşına girmiş, becerememiş. Kaş yapayım derken göz çıkarmış.
Madem kaşınıyor bende “Kangal” usulü kaşımaya devam edeyim.
Bak sevgili “Yavru”cuk;
-Bu tartışmayı benim başlattığımı söylüyorsun. Oysaki bir önceki yazında kendin başlama vuruşunu yapmışsın. Bundan dahi bihabersin.
-Kanatçı dükkanına dair arkadaşın için bir sürü fedakarlıklar yaptığını söylüyorsun, güya onu koruma altına aldığın izlenimini satmaya çalışıyorsun, ama yemezler. Çünkü kendi arkadaşını kendin deşifre ediyorsun. Ki ben arkadaşının ismini bile vermeden, sen arkadaşını gammazladığın gibi, ateşe de atıyorsun.
Neden mi?
Şimdi birileri; Eyy Kanatçı Ümit, niye bir başkasının ruhsatı senin üzerinde. Ve bunu duyan Büyükşehir Belediye Başkanı dönüp de “benim hangi memurum meyhane açmış da, bir gazetecinin üzerinden işi legalleştirmeye çalışıyor” derse ne olacak?

Ve bir diğer konu.
Benim ağababalarımın olduğunu söylüyorsun;
Bak “omurgasız” adam iyi dinle.
Ben eğer senin dediğin “ağa babalık” sistemini benimsemiş olsa idim, 55 davadan yargılanıp, 5 kez cezaevine giren bir gazeteci de olmazdım.
Ne mi yapardım?
Senin gibi bir internet sitesi açar, belediyeden bir METRO reklâmı alır ve geçinip giderdim.
Bu reklâmın etik olup olmadığını da, tıpkı senin yaptığın gibi kulak ardı ederdim.
Ama senin gibi olamam, olamıyorum işte…
-Sana yazdığım yazı için, gelen okur yorumlarının sadece çeyreğini yayına verdik. Diğerlerini yayınlamadık.
Neden mi?
Çünkü içlerinde senin özeline ve çevirdiğin fırıldaklıklara dair öyle yorumlar vardı ki, yayına verseydik eğer, değil gazeteciliği bırakmak, emin ol İzmir’i bile terk etmen gerekirdi.
Kafamız seninki gibi belden aşağı çalışmadığı için bu durumu da uygun bulmadık.
Sana neden “yavrucuk” sözünü kullandığımı da sen biliyor sun, ama okur bilmiyor.
Hadi okura da anlatalım.
Sevgili Okur;
Bu adam la oturup kalkmışlığım yoktur, haliyle hayata dair paylaşımlarım da olmamıştır.
Önceki gün gazeteci Fevzi Yılmaz’ın cenaze namazında, camii avlusunda elimde fotoğraf makinası ile cenazeye gelenlerin fotolarını çekerken, Aziz Kocaoğlu’nun bulunduğu tarafa giderek birkaç kare almak istediğimde hemen yanımda Ümit Yaldız’ın koluma dokunduğunu fark ettim. Kendisine döndüğümde “Yavrucuğum nasılsın” türü garip bir sözle karşılaştım, şaşırdım. Aynı şekilde “İyiyim yavrucuğum” diyerek kendisine cevap verdim.
Bozuldu arkadaş, çekip yanımdan gitti.
Olay bundan ibarettir bilginize.
NOT: Bu tartışmayı ben değil kanatçı başlatmıştır. Eğer pişkinlik yapıp cevap vermeseydi bu olayı uzatmayacaktım. Bilginize…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Cem Yılmaz da göç etti: 'Her şey çok güzel olacak'

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan tepkiler protestolara dönüşmüş, yapılan her paylaşım ayrı olay olmuştu. Sürecin bir an olsun durulmadığı gündemde X platformunda hesap...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uzmanı uyardı: Solunum yolu enfeksiyonu sonrası kalp gribi riski

Üst solunum yolu enfeksiyonlarını atlatan kişilerde sessizce ilerleyen kalp gribi tehlikesi! Göğsünde ağrıyla hastaneye başvuran genç, kalp gribi teşhisiyle karşılaştı. Uzmanlar uyarıyor: Genç ölümlerin ardında bu hastalık olabilir. Boğaz ağrısı, halsizlik, nefes darlığı ve kırıklık gibi genel belirtilerle üst solunum yolu rahatsızlığı geçirenler, bir süre sonra kalp batması, göğüs ağrısı ve çarpıntı gibi belirtilerle hastanelere başvuruyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR