Buca Olaylarının İçyüzü

Buca’da son bir yıldan bu yana oldukça tuhaf ve demokrasi adına utanç verici gelişmelere tanık oluyoruz.
Öyle ki; 125 bin Bucalının oy verip seçtiği bir Belediye Başkanı kişisel ihtirası tavan yapan kişiler tarafından al aşağı yapılmak isteniyor. İşin acı tarafı ise, bu eylemin içerisinde olanlar “Demokrasi” sözcüğünü de ağzından düşürmeyen insanlar.
Düşünsenize, hem demokrasiden bahsedeceksiniz, hem de demokratik kurallara uygun biçimde halkın oylarıyla seçilen birisini koltuktan indirmeye çalışacaksınız.
Bunun adı nedir?
Halkın özgür iradesine saygısızlıktır…
Yani “darbe”dir!
Sorarlar adama; Neden Demokrasi’den dem vuruyorsunuz diye.
Yani teori farklı, pratik farklı.
Peki kim bunlar?
Bunlar CHP’li, yani düşürmeye çalıştıkları Belediye Başkanı ile aynı partili. Başlarını ise Dr. Levent Köstem çekiyor. Geçen gün bir sohbetimde siyasal birikimi olan bir arkadaş aynen şunu söylüyordu “Levent Köstem beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Kendisinin akademik kariyerini iyi bilirdik ancak bu denli ucuz politikalar yapacağını asla düşünmemiştim!”…
Sayın Köstem aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi Üyesidir. Meclisi takip eden gazetecilerden birisi olarak 29 Mart 2009’dan bu yana söz alıp bir konuşma yaptığına dahi kimse tanık olmamıştır.
Şöyle bir durum ortaya çıkıyor.
Buca Meclisinde aslan kesilen Köstem, Büyükşehir Meclisinde el kaldır-indir görevini yapmaktan öteye gidememiştir.
Neden bu saptamayı yapıyorum derseniz?
Demokrasiden ödün vermeyen, dürüstlük abidesi olarak bize dayatılan birisinin, söz konusu Büyükşehir Meclisi olduğunda sus-pus kalması sizce bir çelişki olarak dikkatinizi çekmiyor mu…
Yani Büyükşehir Belediyesinde hiç mi yanlış işler olmuyor, hiç mi hatalı kararlar alınmıyor?
Örneğin, danışman Bilgin Erünal’ın arsasını etik mi gördü de “red” oyu vermedi?
İkinci adam ise kendisini ekonomist ilan eden Adnan Öztekin. Sayın Öztekin’in bu olayı muhalefet ötesine taşıdığını ben ve tüm gazeteciler gördü.
Nasıl mı?
Belediye Başkanı Ercan Tatı sadece gazetecilere özel “Basın Toplantısı” düzenlerken, kendisini bir anda gazeteci yerine koyan Adnan Öztekin “iş olsun” diye Başkan’a sorular sormaya kalkışmış ve bu olay gazetecilerin tepkisine neden olmuştu.
Kısacası olay halkın veya parti çıkarlarının çokkk ötesine geçmiştir….
Diğerleri ise Kadıköy Belediyesinde Başkan Yardımcılığı görevi dahi yaptığı iddia edilen Güngör Kaya, DİSK Bölge Temsilcisi Azad Fazla’nın kardeşi Lokman Fazla ve Erkut Tamay…
Gelmek istediğim yer şurasıdır.
Yaklaşık 16 aydan bu yana diğer meclisleri izlediğim gibi, Buca Meclisini de izlemeye çalıştım.
Bazıları tarafından “Muhalifler”, “Okumuş Çocuklar”, “İlkeli İnsanlar” diye halka anlatılmaya çalışanların, aslında yarattıkları etkinin şov ve içi boş hamleler olduğunu yerinde gördüm.
Olayın ne kadar kişiselleştiğini ve ne denli tehlikeli boyutlara geldiğini, CHP’li Adnan Öztekin ile AKP’li Necati Bahçeci’nin ara salonda “çak” yapmalarından anladım.
Ayrıca, Buca da CHP’li diye geçinenlerin AKP’lilerle işbirliği yaparak bir CHP’li Belediye Başkanını “kumpas”a aldıkları, başka bir AKP’li Meclis Üyesi tarafından itiraf edilmiştir. Gerektiğinde o AKP’li meclis üyesinin konuşma bandını da buradan yayınlamayı da görev biliriz.
Şimdi CHP MYK’ye ve MYK’yı bu konuda yönlendiren Abdürrezzak Erten’e sormak lazım.
125 bin Bucalının oylarıyla sizin partinizden seçilen birisinin, AKP ile işbirliği yaparak muhalefet etmeye çalışan bu partililerinize karşı, susmaya, yandaş olmaya devam mı edeceksiniz?
Yoksa size “Biat” etmediği için (Sav kültürü bunu gerektiriyor) Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’yı (Kendinizi Hukukun da üzerinde bir noktaya koyarak) infaz mı edeceksiniz…
Mektuplu şikayet dönemini CHP kültürüne sokup bu infazları daha da yaygınlaştırabilirsiniz.
Ancak, bütün bunları bir yana bırakıp, şu önemli beklentiyi yazmak istiyorum. Halk CHP’nin yeni genel başkanından CHP içerisinde “İnfaz” ve “Biat” kültürünü yok edip, demokratik seçim teamüllerini yeniden hayata geçirmesini bekliyor.
Bunun ilk uygulanacağı yer ise genel seçimlerdir. Bunu da yaşayarak göreceğiz. Sokun Abdurrezzak Erten’i ve diğerlerini tüm üyelerle yapılacak bir önseçime. Çıkacak sonuca herkes katlansın. Var mısınız? CHP üyelerine güveniyor musunuz?
Asıl üzücü olan nokta nedir biliyor musunuz?
Muhtemelen bu muhalif üyelerin elinde “kendilerince” önemli belgeler vardır. Ancak yine muhtemeldir ki bu arkadaşlar, bu belgeleri devletin çeşitli organlarına da intikal ettirmişlerdir ve bir netice alamamışlardır. Çünkü CHP’li Belediyeleri görevden almak için can atan AKP İktidarı dahi bu belgeleri ciddi bulmamış ve işlem yapmamıştır.
Ama AKP’nin yapamadığını şimdi CHP Genel Merkezi kendi partisinin Belediye Başkanına yapmaya kalkışmıştır.
Bu durum ise vicdanları yaralamıştır…
Son olarak Belediye Başkanı Ercan Tatı’ya bir çift sözüm olacak.
Başkan, bazı partililerin kendisinden talepleri olduğunu ve bu gerçekleşmeyince de kendisine karşı amansız bir linç uygulaması yürütüldüğüne vurgu yapıyor.
Ben de buradan kendisini uyarıyorum;
Açıkla bu isimleri sayın Başkan. Bu açıklamayı MYK’ya değil, halk toplantısı düzenleyerek seni buraya getiren halka paylaş. Aksi halde vereceğin bilgiler MYK’nın tozlu raflarında kaybolacaktır.
Benden söylemesi…