CHP’de “Karanlık Oda” tartışması…

   CHP İzmir İl Başkanlığı’nda Çarşamba akşamı yapılan kura çekimi, parti içerisinde ciddi biçimde tartışmalar başlatmış durumda. Bir önceki dönemde Çiğli’den Belediye Başkanlığı’na aday adaylığını koyan Aziz Buğa ve ekip arkadaşı Turgay Pekdaş’ın delegeliğinin düşürülmesinde uygulanan “yöntem”e ilişkin eleştiriler gündemden düşmüyor.

   İl Başkanı Bedri Serter’in de bulunduğu Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Çiğli’nin Aydınlıkevler Mahallesi’nde kadın kotasının uygulanmadığı gerekçesiyle, kura yöntemi ile Aziz Buğa ve Turgay Pekdaş’ın delegeliği iptal edilmişti. Bu iptal kararı tartışmanın fitilini de ateşlemiş oldu. Çünkü şaibeli biçimde kura çekimi yapıldığına dair ciddi iddialar var.

   O “Karanlık Oda” da ne oldu?

   Yönetim içerisinde “Karanlık Oda” diye tanımlanan Toplantı Salonu’na yakın bir odada kura pusulalarının hazırlanması, daha sonra da İl Sekreteri Osman Peri'nin öncülüğünde bir kişi tarafından çekilip “Şu isimler çıktı” diye diğer bölümde bulunan yönetim kurulu üyelerine açıklanması, kurada uygulanan yöntemi tartışılır boyutlara taşıdı. Oysa olması gereken o pusulaların herkesin içerisinde yazılması ve öyle açıklanmasıydı. Delegeliği düşürülen Aziz Buğa’nın itirazı da uygulanan yönteme. Ayrıca Belediye Başkanının yeğeni olan ve aynı zamanda İl Yöneticisi olan Niyazi Arslan'ın da kura anında orada olması da Buğa'nın tepkisine yol açmış durumda. Buğa'nın olaya dair Sosyal Medya sayfasında paylaştığı şu not oldukça düşündürücü:

“Bizim haklı galibiyetimizi hazmedemeyen Niyazi Arslan 12.11.2015 tarihli genelge daha ortada yokken ve diğer mahallelerde hiçbir kotaya dikkat edilmemişken "ben bu kotayı bahane edip Aziz Buğa ile Turgay Pekdaş'ın delegeliklerini düşüreceğim" diye sağda solda konuşabilmiştir. Ne gariptir ki; bu konuşmadan sonra hiç kimseye haber verilmeden, İlçe Başkanı davet edilmeden kapalı kapılar ardında ve şeffaf olmayan bir kura çekimi ile tıpkı Niyazi Arslan'ın daha önce söylediği gibi ben ve Turgay Pekdaş'ın delegeliği (bazı yürekli ve adaletli il yöneticilerinin şerhine rağmen) düşürülmüştür. Ne ilginç tefadüf değil mi? Bu tesadüfü ve yapılanların parti suçu olup olmadığını kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”

  Olay üzerine İl Yöneticileri’nden bazılarıyla görüştüğümüzde “Yangından mal kaçırır” bir yol izlendiği bu iddiaları çok daha güçlü hale getiriyor.

   Bir başka ilginç bir tesadüfte Çiğli’de aynı ekibin iki güçlü ismi olan Aziz Buğa ile birlikte Turgay Pekdaş’ın da delegelikten benzer biçimde düşürülmesi.

   Çiğli Belediyesinden kim Maaş alıyor?

   Öte yandan İl sekreteri Osman Peri bizi arayarak iddiaların “yalan” olduğunu söyledi. Ancak konuşmamız uzadıkça; isim pusulalarının bir odada hazırlandığını kendisi de söyledi.

   Bu durumda oylamanın çok sağlıklı olmadığı kanaati bende oluştu.

   Buna ilişkin haberlerimiz ve değerlendirmelerimiz de CHP yönetiminde sanıyorum rahatsızlık yarattı. Çiğli’de sosyal medya üzerinden ağır ithamlar yürütülüyor İl başkanı ve bazı yöneticiler hakkında. Özellikle de Bedri Serter ve Osman Peri hedefte. “Çiğli Belediyesi’nden  hangi il yöneticileri maaş alıyor” diye yazanlar da var. Bu durum CHP yönetimi üzerinde büyük bir gölge yaratıyor. Ali Engin’in büyük çabalarıyla aday yapılan Hasan Aslan’ın Çiğli’de CHP içerisinde muhalefet bırakmama operasyonu şimdilik tutmuş gibi görünüyor. Ama, İl yönetimi değişirse bu durum bambaşka bir hal alabilir.

   Zaten bu il yönetimi ve atama başkan Bedri Serter son günlerde hayli tartışmalı işlere de imza attılar. Ya da imza atmaları gereken müdahil olmaları gereken konulara Fransız kaldılar. Örneğin, Konak Belediye Başkanı sema Pekdaş’a “Faşist” suçlaması yapıldı, il yönetiminin dili “lâl” oldu.

   Mustafa Kemal Atatürk’e aleni hakaret edenlere arsa tahsis edenlerin de İl başkanı arkasında duruyor. Sonra da çıkıp CHP “Ben Atatürk’ün partisiyim” deme cüretini gösteriyor. 

   Bunun ötesinde daha önceden de yazdığımı gibi İl Başkanı’nın belediyelerle olan ticari ilişkileri zaten ezelden sorgulanıyor.

   Bu yetmezmiş gibi il yönetimi içinden de benzer ilişkiler yürütenler var. Dolayısıyla bu korumacılığın nedenleri de anlaşılmaz değil.

   CHP İzmir il yönetimi bu koşullarda yenilenecek. Şayet, bu benzeri bir yönetim oluşursa, CHP’nin pek de iddiaları ciddiye almadığını düşüneceğim. Benim beklentim ise CHP’nin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi partinin ihalecilerden temizlenmesi.

   Aziz Buğa’nın akrabası değilim. Yakını hiç değilim. Kendisiyle bir araya bile gelmedim. Ama yapılanın yanlış olduğunu bir kez daha yazmakta yarar görüyorum. Eğer dinleyen çıkarsa…