Kazanan yine Belediye Başkanları oldu...

   CHP İzmir İlçe Kongreleri tamamlandı. Şimdi sırada 20 Aralık’ta yapılacak olan İl Kongresi var. Başkan adayları arasında ise mevcut başkan Bedri Serter, Konak eski İlçe Başkanı Sinan Karamustafaoğlu, eski Parti Meclisi Üyesi Hüseyin Saygılı’nın ismi geçiyor.

   Saygılı’nın Aziz Kocaoğlu, Ali Engin, Abdül Batur, Hasan Karabağ, Hüseyin Mutlu Akpınar, Hasan Aslan gibi isimler başta olmak üzere birçok Belediye ve İlçe başkanının desteğini aldığı ve diğer adaylara göre şansının yüksek olduğu konuşuluyor. Yani il kongresinde de yine tokmak belediye başkanlarının elinde olacak.

   Tıpkı İlçe Kongrelerinde olduğu gibi!

   İlçelerde tek tük yerlerden örgüt galip çıksa da birçok yerde Belediye Başkanlarının “sihirli gücü” devreye girdi ve CHP’de kangren haline dönüşen parti içi demokrasi yine yerinde saydı. Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çeşme, Çiğli, Güzelbahçe, Karşıyaka, Karabağlar, Menemen ve Narlıdere gibi yerlerde Belediye Başkanları belirleyici oldu.

   Özellikle Bornova’da Kamil Okyay Sındır’ın da desteklediği muhalefetin adayı Kudret Yiğit’in karşısına Aziz Kocaoğlu ve Olgun Atila’dan oluşan dev bir organizasyon çıktı. Kamusal gücün tavan yaptığı bu adaletsiz seçimin kazananı her iki başkanın adayı Nevzat Kavalar oldu.

   İzmir’de yerel yönetimlerde CHP’nin elde ettiği başarı parti kurumsalına da ister istemez yansıyor. CHP’de belediye başkanları ile örgütler arasındaki ilişkinin doz ve düzeyini belirleme konusundaki çarpıklıkların da büyük ölçüde, “iş-aş” meselesinden kaynaklandığını görmezden gelmemeliyiz.

   Parti üyesi ve delegesi olan kişi veya ekip başlarının belediyedeki iş-aş olgusunu kullanmasının karşılığı olarak da maalesef erki belediye başkanlarına teslim ediyor.

   Bir başka mesele ise partilerin ayakta kalabilmesi için gerekli masraflarını üyelerce paylaşıp ödemek yerine erk sahiplerine bırakması.

   AKP’nin genel iktidarında da benzerlikler görebilirsiniz.  Ancak, sağ partilerde bu durum üyelerce normal karşılanırken, sol veya sola yakın partilerde bu durum doğal olarak hiçte hoş karşılanmıyor.

   İşte bu nedenle de Bornova kongresi başta olmak üzere belediye başkanlarının etkinliklerinin temel nedeni ellerindeki gücü kullanan partilerin dönüp kongrelerde kendi güçlerini de belediye başkanlarının emrine sunması. Yani Belediye Başkanlarının yöresinde tek adam olma hırsı ne yazık ki tabandan da yüksek miktarda destek buluyor.

   Peki CHP’de bu gidişe dur demek mümkün mü?

   Bana göre bu gidişin tümüyle değişmesi için parti içinde köklü anlayış değişimine ihtiyaç var. Çünkü, CHP Genel Merkezi de zaman zaman yerel yönetim erklerine başvurup önemli destekler alıyor. Hatta ve hatta, bazı parti üst yönetimlerinde bulunan kişiler bu durumdan kişisel olarak nemalanıyor.

   İşte bu paradoks İzmir ilçe kongrelerine yansıdığı gibi dolayısıyla il kongresine de yansıyacaktır…