Yukarı
1

Sinan Kara

Kemal-Sav Anlayışı

27 Ağustos, 2010

CHP’nin başına konduğunda halk için “Talih Kuşu” gibi görünen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık süreci birbirinden ilginç olaylara imza atarak devam ediyor.
Genel başkanlık koltuğuna 53 yıllık arkadaşını bir çırpıda kenarda bırakan Önder Sav’ın üstün çabalarıyla oturan Kemal Kılıçdaroğlu ne yazık ki, çok kısa sürede parti içi uygulamalarla çifte standartların da uygulayıcısı konumuna sokuldu.
CHP’de yeni uygulamaya konulan “Kemal-Sav anlayışı”  bundan sonra neler yaşanabilir diye düşündüğümüzde bize ferah bir gelecek vaad etmiyor.
Birincisi Kemal-Sav anlayışı Deniz Baykal’ın tartışılan bir kasetle bir kenara itilivermesinden rahatsızlık duymak yerine mutluluk duymuş gibi davranıyor.
Buna karşılık kendisine ikinci aday olarak seçtiği Akif Hamzaçebi ile ilgili ortaya atılan iddiaları ise “Özel hayat” olarak yorumluyor.
Yine bu anlayış Hakkı Süha Okay’ın Buca Belediye Başkanı’nı ihracına yönelik açıklamasının yanında, Hakkı Süha Okay’ın kardeşinin cezaevine girmiş olmasından bile etkilenmedi.
Kemal Sav anlayışı yılların hukuk üstünlüğünü savunan CHP’de bu anlayışın da “İflasını verdi”
Henüz iddianame ve polis kaydı aşamasındaki suçlamaları gerçek ve esas kabul etti. Buna karşılık Allahın her günü görevden kesinleşen yargı kararları ile alınan belediye başkanları, partililer hakkında hiçbir işlem yapmadı.
Hatta hatta İzmir’de aylarca cezaevinde yatan (Nedenini yazmamak gerekli) bir partilinin Önder Sav’ın en yakınındaki insanı oldu.
Dedeciğim” nidalarıyla adı geçen kişi her gün Önder Sav ve onunla geçirdiği maceraları partilileriyle hala da paylaşıyor.
Yeni MYK üyesinin durumu

Bu arada ilginç gelişmeler de yaşanmıyor değil. CHP MYK’ya Kılıçdaroğlu’nun isteği ile alınan ancak Genel Başkan’ın istemine karşın Genel Başkan Yardımcısı yapılmayan Gürsel Tekin’in durumu da tartışmalı. Tekin, Görevi kötüye kullanmaktan iki yıl hapis cezası aldı. Temyize gidilen kararla ilgili CHP’nin tutumu ise yargı kararlarının kesinleşmesini beklemek noktasında.
Cemil Ekşi, Selçuk Karaosmanoğlu, Muhittin Dalgıç, Ali Acar ve birçok belediye başkanı. Antalya’da aynı suçlamadan tutuklanan Manavgat ve Korkuteli Belediye Başkanları  ve daha nice operasyonlar ve suçlamalar. Tüm bu suçlamalarda yargı kararlarının sonuçlanmasını bekleyen CHP’de yeni bir anlayış geliştirilirken, Kemal Sav anlayışı da birlikte geliyor.
Kemal Sav anlayışında dosya inceleme kararı bile “Duruma göre” yapılıyor. Ve galiba bu partinin en cesur milletvekili olan Canan Arıtman’ın dediği gibi bu kararlar alınırken, CHP yönetimi bir parti suçu işliyor.

Referandum kimin umurunda

Tüm bu uygulamalar yapılırken, Kemal Sav anlayışı Buca için olağanüstü MYK toplanmasından çekinmiyor. 12 Eylül’deki Anayasa oylamasının önüne alınan bu olayın “Vay be sen neymişsin be Kemal Abi” dedirtiyor. Bu arada CHP’nin yeni parti anlayışı, televizyonlarda sayısız biçimde çıkıp CHP’yi ve onun felsefesini savunmuş Konya Milletvekili hukukçu Atilla Kart’ı bile “Bizden izinsiz çıkıp referandumda hayır tezini savundun” diye fırçalıyor.
Rezzak Erten’in istediği oldu

Bu olayı biraz açmak lazım.
Önder Sav’ın İzmir ayağı olan Abdürrezzak Erten’in “el birliğiyle” Karabağlar Belediyesini iç etmesinin ardından Buca Belediyesine sulanması Ercan Tatı’nın inatçı duruşu sonucu engellendi.
Amaç ikinci bir Karabağlar yaratıp, sermayenin ölçeğini biraz daha büyütmek ve elemanların bu durumdan nasiplenmesini sağlamaktı.
Çünkü Ercan Tatı “EKİP’e Sağlanacak Sermayenin” ciddi bir engelleyicisi idi.
Rezzak Aga, Ercan Tatı duvarını aşamayınca bu kez Buca’da muhalif geçinen sözüm ona CHP’lilerle istişare haline girerek, Ercan Tatı’yı yıpratmanın yoluna girdi. Genel Merkez erkini ele geçiren Rezzak Aga, Buca’daki “askerlerini” harekete geçirerek, “kendi partilisi” olan ancak onun gibi düşünmeyen Ercan Tatı’ya kıytırık nedenlerle ihraç yolunu açtı.
Genel merkezde Önder Sav’ı yanına alarak ve MYK üyelerini de “uyarı” yoluyla  ikna ederek bu ihracın kararını da aldırmış oldu.
Yani partisel anlamda Rezzak Aga’nın istediği oldu. Ancak Ercan Tatı hala o koltukta oturuyor ve Rezzak Aga’nın “sermaye” yolu hala kapalı.
Bu doğrultuda Rezzak Aga’nın anlayışına ve “sermaye”sel bakışına teslim olan ilçeler de yok değil.
Bunlardan bazıları; Karabağlar, Çiğli, Menemen, Güzelbahçe, Narlıdere, Gaziemir, Konak ve Foça gibi ilçelerdir.
Bu harita zamanla genişler mi diye sorarsanız.
Genişler diye cevap veririm.
Çünkü “harita”nın içinde olmak istemeyen Buca’nın başına gelenler, diğerlerinin de başına gelebilir…
Bu “Harita” meselesini daha geniş biçimde ele alacağım. Bilginize…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Jennifer Lopez İstanbul ve Antalya'da konser verecek!

Son yıllarda özel hayatıyla gündemden düşmeyen Jennifer Lopez Türkiye'de müzikseverlerle buluşacak. Dünyaca ünlü pop yıldızı Jennifer Lopez, yeni dünya turnesi kapsamında Türkiye’ye geliy...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uzmanı uyardı: 50-60 yaş arasında daha sık görülüyor

Ani işitme kaybı, nedeni tam olarak belirlenemeyen ve üç günden daha kısa sürede gelişen, işitme testinde 30 desibel ve üzerinde (ardışık üç frekansta) kaybın tespit edildiği bir durumdur. Genellikle kulak çınlaması (tinnitus), uğultu gibi semptomlarla birlikte görülür. Nadiren baş dönmesi (vertigo) de eşlik edebilir. En sık 50-60 yaş aralığında görülmekte olup, erkek ve kadınlarda benzer sıklıkta rastlanmaktadır.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR