Feyzioğlu Müsvedde olmaktan kurtuldu…

   2014 Yılında Henüz başbakan koltuğunda iken Tayyip Erdoğan Danıştay'ın 146. Kuruluş yıldönümü törenlerinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşması üzerine sinirlenmişti. Konuşmasını uzatan ve eleştirilerde bulunan Feyzioğlu’na sinirlenen Erdoğan, "Edepsizlik yapıyorsun, terbiyesizlik yapıyorsun. Söylediklerinin çoğu yalan” sözlerini sarf etmişti. Feyzioğlu’nun bu yaşadıkları karşısında ortalama demokrasiye inanan herkes Başbakan Erdoğan’ı eleştirmişti. Ve bu olayda Feyzioğlu’na destek olanların sayısı sanıyorum Erdoğan’dan fazlaydı.

   Geldiğimiz noktada, Metin Feyzioğlu’nun yaptığı açıklamalarda demokrasiye inanan, insanların görüşlerini hangi meslekten olursa olsun açıklaması gerektiğini düşünenler büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.

   Aslında Metin Feyzioğlu’na gereğinden fazla bir anlam yüklendiğini biraz olayları izleyenler anlayabilirdi. Devlet patentli mitinglerde, katliamları savunanlarla yan yana çıkan, kürsülerde boy gösteren Metin Feyzioğlu’ndan söz ediyorum. AKP’nin her türlü baskıcı, demokratik olmayan yöntemlerine tam siper destek veren kurumlarla miting düzenleyen Metin Feyzioğlu, akademisyenlerin 12 Eylül mantığıyla sindirilmesi, gözaltına alınması, üniversitelerden atılmak istenmesi ve linç edilmesine açıkça destek verdi.

   TBB Başkanı Metin Feyzioğlu,  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hedef gösterdiği akademisyenler hakkında, 'Sözde aydınların kalıntıları olarak niteliyorum' diye açıklama yaptı.  Feyzioğlu, "PKK'ya bir cümlecik dahi aleyhte konuşmadan sürekli, ama sürekli Türkiye Cumhuriyeti'ne söz söyleyenleri mütakere döneminin işgal altındaki İstanbul'un sözde aydınlarının kalıntıları olarak niteliyorum. Devlet yıkılırsa ne adaletten, ne gelecekten, ne refahtan, ne insan haklarından ne de aydınlık bir gelecekten söz edebiliriz" diyerek eleştirdi.

   Adaleti Yok Edenlere Destek

   TBB Başkanı yıllarca insanları hapislerde çürüten ve adaleti kendi açıklamalarıyla yönlendirenlere destek verirken, en büyük alkışı da Ankara Belediye Bakanı Melih Gökçek’ten aldı.

   Feyzioğlu’nun tıpkı Vatan partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek gibi AKP destekçisi kıvamına geldiği bir durumu yaşıyoruz. Bu nedenle TBB’yi oluşturan hukuk kurumlarının Feyzioğlu’nun bu tavrını biran önce değerlendirmesi gerekmektedir.

   Ben Metin Feyzioğlu’nun akademisyenlerin açıklamalarına mutlak biçimde katılmasını eleştirmiyorum. Feyzioğlu akademisyenlere katılmayabilir. Ancak, görüşlerini açıkladı diye Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterilen bilim adamlarının yarın yeni bir baskı sürecine destek olması kesinlikle kabul edilebilir bir anlayış değildir.

   Feyzioğlu’nun bundan sonraki seçimlerde AKP’den siyasete girmesi halinde hiç şaşırmayacağımı beyan etmek istiyorum.

   Feyzioğlu’nun “Devletten anladığı” kavram faşizm ile eşdeğer ise bundan sonra kendisi de devletin şanlı bir noktasında yerini almalıdır. Almalıdır ki, bizler de insani duygularımızı sömürenlerden biran önce kurtulalım. 

   TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ne yazık ki, Devlet terörü ile ölen çocuklarla, PKK terörü ile ölen çocukları, ölen sivilleri birbirinden ayıran zihniyetin tam bir temsilcisi haline gelmiştir. Aynı zamanda kendisi de Akademisyen olan Prof. Dr. Feyzioğlu’nun adı bir ara CHP Genel Başkanlığı için de anıldı. CHP’lilerin verilmiş sadakası varmış…

   Sözün Özü

   Tayyip Erdoğan’ın “Akademisyen Müsveddeleri” sözü bir anlamda Feyzioğlu’nu kapsamamış oldu. Çünkü Feyzioğlu biat eden bu hareketiyle Müsvedde olmaktan kurtuldu ve AKP’nin Akademisyenleri arasında “şerefli” bir şekilde yerini de almış oldu.

   Bundan sonraki aşamada Feyzioğlu’na dışarıdan bir bakanlık verilmesini bekliyoruz. Bu bakanlık mümkünse Adalet Bakanlığı olsun ki bu tür bildiri yayınlayanların hapse atılmasını sağlasın…