Abdurrezzak Erten Olayı...
30 Ağustos, 2010
CHP İzmir Milletvekili olduğu günden itibaren tartışılan adam. Kendisini yaratan ve avukatı olan Önder Sav’a olan bağlılığı nedeniyle, birlikte olduğu siyasi arkadaşları tarafından zaman zaman yere göğe sığdırılamayan bir insan.
Izmir’de bundan sonra da tartışılması kaçınılmaz olan bir isim. Çünkü, CHP içerisindeki gelişmeler eğer böyle devam ederse, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “Söz karar ve yetki” anlamında her zaman üzerinde olacak izlenimini veriyor.
Dolayısıyla Abdurrezzak Erten, kentimizin çok önemli bir gündemi. Kendisine ayıracağımız zaman ve sütunlar dikkatle izleniyor biliyorum.
Bu yazımız öncesinde arayanların haddi hesabı yok. Benim burada dile getireceğim konular “sokakta konuşulanlardır” aslında. Ayrıca bunlar CHP içerisinde “ürkek” biçimde alçak sesle dile getiriliyor..
Ancak ne yazıktır ki;
Rezzak Bey’in “en özel” ilişkileri bile İzmir’in sokaklarına saçılmış durumda…
Üstelik bu özel ilişkiler birçok solcunun yüreğini kanatıyor…
Özellikle Uğur Mumcu’nun sevenleri, deyim yerindeyse burnundan soluyor. Bunda da yerden göğe kadar hakları var doğrusu… Bir soyadının bu kadar tartışılması, dedikodulara meydan verilecek şekilde kullanılması hiç de hoş değil. Kuşadası, Foça örnekleri de bunları bize kanıtlıyor.
Sokağa taşan izlenimi hiç de iyi değil Abdurrezzak Erten’in… Yarattığı ve ürettiği ekiplerin davranış biçimlerine, yapmak istediklerine bakıldığında Rezzak Ağa’nın önümüzdeki dönemde de başı ciddi biçimde ağrıyabilir.
Madem ki parti genel merkezi bu tip konularda çifte standart uyguluyor, demek ki adamına göre ilişki değerlendirmesi var, şimdilik yapacak birşey yok gibi…
Rezzak bey’in “Uğur Mumcu” sevgisinin aslında ideolojik olmadığından eminim.
Her ne kadar da 12 Eylül sürecinde işkence gördüğünden bahsedilse de, Rezzak Bey’in “devrimci”liğinin, birçok bedel ödeyen devrimcinin anlayışı ile uyuşmadığı bir gerçektir.
Çünkü “devrimci” anlayış, devrim uğruna hayatını feda edenlere “samimi” anlamda saygı duymak, onun emanetlerine “karşılıksız” sahip çıkmak zorundadır.
Önder Sav’ın ise Rezzak bey’in etik dışı hareketlerine göz yumması beni şaşırtmıyor. 53 yıllık arkadaşını “kazık”layan birisinden ilkeli olmasını beklemek, deveye hendek atlatmakla eş değerdir.
Bildiğim şey, Deniz Baykal'ın Rezzak Erten olayını duyduğu ve kara defterine not ettiğidir. Kısacası bir daha şans verilmeyecekti Rezzak bey'e...
Özellikle Kuşadası'ndan şikayet edilen "dayak" olayı Baykal'ı çok öfkelendirmişti. Dayak yiyene de aynı derecede öfke duymuştu.
Sözün özü, Rezzak bey ve Güldal hanım davranış biçimleriyle CHP'nin kamburu konumuna gelmişlerdir. Bu olay şimdilik İzmir sokaklarında konuşuluyor, eğer yarın ulusal medyanın gündemine taşınırsa inanın CHP ağır biçimde hasar görecektir.
Çünkü Uğur Mumcu'yu yüz binler, ilk günkü gibi kalbinde taşıyor.
Bu olay hakkında çok “özel”e girmek istemiyorum. Bilirsiniz, bunlar benim ilgi alanım değil.
Malumunuz, öteden beri benim gündemimdeki ilişki konuları daha çok “akçe”li işlerle ilgili…
Bir önceki yazımda size bir “harita”dan bahsettim.
Bu harita içerisinde birçok belediye var. Giremedikleri alanlar ise mutlaka cezalandırılıyor.
Bu yapı eğer parti içi iktidarı elinde tutmaya devam ederse, haritanın genişleyeceği kanısındayım.
Rahmetli Ensari Bulut’un aday gösterilmesi için çırpındığı zamanlarda nasıl “ümüğü”nün sıkıldığını bilmeyen yoktur.
Halkın trilyonları “aday”lık için birilerinin cebini şişirmişti.
Rezzak Erten ve ekibi konusunda CHP’de çok sancılı günler yaşanacağını düşünüyorum.
Özellikle bu harita ve arpalıklar konusunu merak edenler ve daha fazlasını bekleyenler bu olaylara dikkatle eğilsinler yeter.
Eğilmezlerse ne olur?
Eğilmezler ise bunun sonucunda iki noktada CHP zarar görebilir.
Birincisi bugün partiden uzaklaştırmak istedikleri kişiler değil, diğerlerinden yaşayacakları “yasal” darbeler ağır olur.
İkincisi ise genel seçimlerde İzmirli seçmenden alacakları karşılıktır.
Konak’ta geçen dönem “Kol kırılır, yen içinde kalır” misali, atılan adımlardan başlamak gerekli. Konak Belediyesi’nde at koşturan ekibin, bu dönem başlangıç noktası elbette Karabağlar.
Karabağlar’da şimdilerde “ağrılı, sancılı” bir durum yaşandığı da ayrı bir gerçek. Rezzak Erten ve kankası Sıtkı Kürüm bırakın yol ayrımını, uçurumun eşiğine gelmiş durumdalar.
Akçeli işlere gelirsek;
Bazı ilçe belediyelerimizde yükselen “pis kokular” bomba halini almış durumda. Eğer bu bomba bir patlarsa sadece başkanlar değil, tüm belediye kadrosu bundan nasiplenir.
O nedenle dikkatli izlemek ve bazı belediyelerin şimdiye kadar yaptığı işlerin analizini iyi yapmak lazım.
Proje bazında kimlerin neler yaptığını incelersek, bomba durumuna gelen belediyelerin kimler olduğunu anlamak o kadar da zor olmasa gerek…
BİR NOT : 1990’lı yıllar. Reha Muhtar TRT 1 de program yapmaktadır. Programın konukları Emin Çölaşan ve Liboş lakaplı Mehmet Barlas’tır. Muhtar her iki konuğuna döner “Aman gözünüzü seveyim burası TRT. Sakın ağır sözler sarf etmeyin” uyarısında bulunur. Program başlar, ilk söz Çölaşana’a verilir. Çölaşan; “Reha bey kardeşim, karşımda oturan şu Liboş var ya şuuu liboşşşş” diye söze girer ve program başlamadan biter…
Türkiye’de Çölaşan’ın “Liboş”u vardı, İzmir’de ise benim “kanat”çı.
Benim “kanatçı” yine Önder ve Rezzak Ağasına yaranmak için “takla” atmaya başlamış. Bu “takla”nın bir nedeni olmalı:
A- Parasız kaldı
B- Önder “Vekil adayı” yapacak (yer bulursa)
C- Arka tarafı kaçak olan meyhanede, kendini konuşturacak.
D-Ayağa düşen gazeteciliğini bırakacak, Buca’da kanatçı halkasının üçüncüsünü açacak
E-Tutunamazsa memleketine, fındık tarlasına geri dönecek.
Siz sevgili yorumcuların düşüncelerini de merak ediyorum. Haydi klavye başına, parmaklarınız dert görmesin…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.