CHP'nin Demokrasiye ihaneti...

   Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonunda dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik teklif AKP, MHP ve CHP’nin oylarıyla kabul edildi. HDP ise toplantıyı terk etti.

   Yani CHP’de tıpkı MHP gibi AKP’ye payanda oldu. Daha da ötesi bu bir tuzaktı ve CHP ise bu tuzağa bile bile düştü. Öyle ki yolsuzlukları ayyuka çıkmış 4 eski Bakanın bile bu kapsama alınmadığı bir teklife evet dedi. Asıl utanç verici; Hırsız, yolsuz, sapık ve katil diye suçladıkları partiyle ittifak yaptı.

   Bir diğer açıdan, 70’li yıllarda Üç Fidan’a karşı yapılan uygulamanın bir benzeri CHP desteğiyle bu kez HDP’ye yapılmış oldu. Çünkü AKP’nin buradaki en büyük amacı halkın oylarıyla seçilmişleri Meclisin dışına itip yargılanmalarını sağlayıp, içeri attırmak ve kendi siyasal çıkarları için HDP’yi etkisiz hale getirmekti. Bunda bir nebze de olsa başarılı oldular.

   Üzücü olan, içerisinde Sol Sosyal Demokrat düşünceyi barındıran bir partinin, bir başka Sol partiye karşı Celladıyla birlikte hareket etmesidir. Hem kendini hem de kendisine yakın düşünenleri aynı Celladın kucağına atmasıdır. Bu durum hiç şüphesiz ki bir utanç vesikası olarak Siyaset tarihine de yazılacaktır.

   Haydi HDP’yi geçelim. Peki CHP’de dokunulmazlıkları kaldırılacak ve yargılanacak vekillere ne olur dersiniz?

   Bence onlar da er geç bu akla ziyan tutumlarının bedelini bir şekilde öderler. Kendilerinin bile defalarca vurguladığı “Türkiye’de yargı bağımsız değil” sözlerini unutmayalım. Bağımsız yargısı olmayan bir yerden Adaletin çıkmayacağını düşünmek bu kadar mı zor?

   Elbette dokunulmazlıklar kaldırılsın. Hatta mümkünse hiç olmasın bile. Ama bunun olabilmesi için hukuk kurallarının doğru biçimde işlemesi, demokratik koşulların ve herkes için şartların eşit olması gerekir. Tek adamın çıkarları doğrultusunda bilinmezliğe doğru sürüklenen bir ülke de böyle bir maceraya atılmak, o tek adamın değirmenine su taşımaktır. Aynı zamanda Başkalarıyla birlikte kendi ayağına da kurşun sıkmak demektir.

   Şimdi sırada Genel Kurul oylaması var. O oylamada bakalım bunca eleştiriden ders çıkaran bir CHP’mi göreceğiz yoksa demokrasiye ihanetin devamını mı izleyeceğiz. Bekleyelim hep birlikte görelim... 

   Not: Bugün Dünya Basın Özgürlüğü günü. Günümüz koşullarında ülkemizde neredeyse yok hükmünde olan bu önemli günde; Cezaevinde olan, yargılanan ve meslek onuru için ayakta kalmaya çalışan bir avuç meslektaşımıza sevgilerimizi yolluyoruz...