CHP içerisindeki AKP’liler kimler?

   CHP İzmir’de yine Alaattin Yüksel ve Aziz Kocaoğlu’nun tavrı tartışılıyor. İkili, bu kez kendi partilisi olan Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın mahkemesine gitmedikleri için tartışma konusu oldu. Kimilerine göre bunun nedeni AKP’den çekindikleri için, kimilerine göre parti içerisindeki “Siyasi Rekabet” ve kimilerine göre ise “İşleri” vardı.

   Hepsini ayrı ayrı yorumlamaya çalışacağım. Ama önce Hasan Karabağ’ın söylediklerine kulak verelim. Zira Madalyonun öteki yüzüne ışık tutan cinsten.

   Özellikle şu sözleri çok can alıcı. Karabağ diyor ki;

   “Bayraklı Belediyesi ve Bayraklı’nın belediye başkanı İzmir genelinde, gidilen her ilçede karşılarına çıkıyor. Bu da İzmir özelinde hem iktidar partisinin hem de bizim içimizdeki İrlandalıların rahatını bozuyor. AKP’li CHP’liler var. Hiçbir AKP’li bakanın önünde eğilmem ben. Hiçbir başbakanın önünde eğilmem. Beni içeri atacaklarmış. Gider yatarım. ‘Adam gibi yattı’ derler.”

   Açıkça söylemese de bence bu sözlerin adresi Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel ikilisidir.

   AKP’li Bakan ve Başbakanın önünde yeri öpecek derecede eğilen kim?

   Pek tabii ki Aziz Kocaoğlu!

   İçimizdeki İrlandalılar sözünün cevapları ise çok değil bir ay önce yazdığım “CHP’nin içindeki İrlandalı; Aziz Kocaoğlu” başlıklı köşe yazısında yer alıyor.

   Tüm bunlardan hareketle “AKP’li CHP’liler var” sözünün karşılığı da Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel ikilisini işaret ediyor. Çünkü her ikisi de sermayedar. Birisi Belediye Başkanlığı görevinden dolayı olası hapis cezalarından ve ticari yatırımlarından, diğeri de İl Başkanlığının yanında işadamı olmasından ve çok sayıdaki ticari yatırımından dolayı endişeli olabilir.

   AKP’nin Kayyum atama yasasını bilenler bilir. İstedikleri an istedikleri yere konma zorbalığı.

   O halde demek ki neymiş?

   Siyaset yaparken ticaret yapmayacaksınız!

   İkisinden birisini tercih edeceksiniz ki kimselere de bir gebeliğiniz olmasın.

   Başkan Karabağ’ın “Hiçbir AKP’li bakanın önünde eğilmem ben. Hiçbir başbakanın önünde eğilmem. Beni içeri atacaklarmış. Gider yatarım. ‘Adam gibi yattı’ derler.” sözlerini de hem parti içi eleştiri, hem de zorbalığa karşı bir başkaldırı olarak değerlendirmek gerekir. Ama özünde, AKP’nin nefesini enselerinde hisseden Kocaoğlu ve Yüksel ikilisinin de hayrına olan bir başkaldırı.

   Ama anlarlar mı?

   Hiç sanmıyorum!

   Çünkü bir diğer yönüyle, bu ikilinin parti içinde erki elde tutma hastalığı gibi bir siyaset anlayışlarının olduğu da aşikar.

   Hatırladığım kadarıyla Kocaoğlu’nun 395 yıl hapis cezasıyla yargılanması sırasında, en büyük desteği de ona Karabağ vermişti. Hem kendisi hem de örgütüyle birlikte Adliyenin önünden ayrılmayan isimlerden birisiydi.

   Şimdi gelin görün aynı vefayı Kocaoğlu ve yakın arkadaşı Yüksel, Kabarabağ’a karşı göstermedi.

   Ortaya çıkan bu tabloya göre, Hasan Karabağ örgütüyle birlikte tek başına direniyor. Hem AKP faşizmine karşı, hem de CHP içerisindeki İrlandalılara karşı direniyor.

   Bu direnişi göstermesi gereken bir İlçe Belediye Başkanı değil, İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı olmalıydı. Ama dediğim gibi onların da ticari korkuları ve siyasi kaygıları var. 2014 Yerel seçimlerinde 8 ilçeyi göz göre göre AKP ve MHP’ye kaptıran bu ekip umarım CHP’yi İzmir’de iktidardan etmez…