İzmir’de FETÖ'cü Medya...

   Darbe Girişiminin ardından ülke çapında FETÖ’ye yönelik büyük çapta bir temizlik hareketi başlatıldı. Devletin bütün kurumlarında ciddi oranda ayıklama yapılıyor.  Şuana kadar açıklanan rakamlar 70 binleri buldu. Ancak bunca insanın derdest edildiği bu büyük operasyonda hala sıranın, özellikle AKP içerisindeki Siyasetçilere gelmemesi büyük bir soru işareti uyandırıyor. İnsanlar bu korumacı tavırdan fena halde rahatsızlık duymaya başladı. Bakalım bu rahatsızlık Başbakan ve Cumhurbaşkanının dikkatini çekecek mi?

   Gelelim olayın Medya ayağına.

   OHAL Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile FETÖ’yle bağlantılı olan 3 haber ajansı, 16 televizyon, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayınevi ve dağıtım kanalı geçtiğimiz günlerde kapatıldı.

   Ne ilginçtir ki, bunların arasında İzmir'de yayın yapan bir gazete de aynı kapsam içerisine girdi. O gazetenin adı da Ege'de Sonsöz Gazetesi.

   Şu an tek kişinin sahipliği altında olan Ege’de Sonsöz’ün hem gazetesi hem de haber sitesi var.

   İsim benzerliği iddiaları var. İsim benzerliğinden kast edilen başka bir gazetenin ismiyle karıştırılması mı, yoksa haber sitesi ile basılı gazetesi bulunan Ege’de Sonsöz’ün aynı kefeye konulması mı?

   Bu konuda kafa karıştıran cinseten değil, net bir açıklama olursa onu da yazarız.

   Ne yazık ki şuan gazete merkez bürosunun eşyalarına el kondu ve kapısına mühür vuruldu. Haber sitesinde ise güncelleme işlemi devam ediyor. Aynı kapsamda kapatılan diğer gazetelerin haber sitelerine baktığımızda birçoğu çıkarılan kanun gereği kapatılmış durumda. İşin bu kısmı da “çifte standart” açısından oldukça ilginç bir ayrıntı olarak karşımıza çıkıyor.

   Basın ve ifade özgürlüğü adına hiçbir gazete kapatılmasın, emekçiler işlerinden edilmesin ama bir şey yaparken de hakkaniyetli olmak gerekir. Aynı kapsam içerisinde birisine başka, diğerine de başka davranmak hukukta eşitlik ilkesine de aykırı.

   Ayrıca kamuoyunda oluşan algı, İzmir’de bunca gazete varken, neden sadece Ege’de Sonsöz’ün FETÖ’cü Medya kapsamında yer aldığı. Yani bazı kesimlerde "ateş olmayan yerden duman çıkmaz" öngörüsü de yok değil.

   Diğer yandan AKP içerisindeki bir grubun gazetenin kapatılmaması için, bir başka grubun da kapatılması gerektiği yönünde kulisler yaptığı iddiaları var. Son zamanlardaki yayın çizgisiyle AKP'ye de çok uzak olmadığı bilinen bu gazete için, bakalım siyasi kulisler mi yoksa OHAL kanunları mı galip gelecek?

   FETÖ’cü medya demişken değinmeden geçmeyelim.

   Hani şu Pensilvanya’ya giden İzmirli gazeteciler vardı. Aralarında Yeni Asır Gazetesin Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı, Milliyet Ege Genel Yayın Yönetmeni Hamdi Türkmen, Erol Yaraş, Ufuk Türkyılmaz, Ünal Ersözlü ve Deniz Sipahi bulunduğu gazeteciler.

   Onların birçoğu o gün suskun kaldılar, bugün de aynı noktada. Şebnem Bursalı dışında. An itibariyle en büyük Fethullah düşmanı olarak dikkatlerimizden kaçmayan tek isim. Sanki Fethullah’ın yanına hiç gitmemiş ve el pençe durmamış gibi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demenin de artık bir anlamı yok. Çünkü bu tür ilişkileri hazmedebilen birilerine ne söyleseniz fayda etmez…