Belediye Başkanları örgütün üzerinde mi?

   CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel’in tabanda “hiçbir anlam ifade etmeyen” istifasının ardından devreye yine “kadim dost” Aziz Kocaoğlu girdi. Kocaoğlu, İlçe Belediye Başkanlarını topladı ve Yüksel’in arkasındayız gibi tuhaf, bir o kadar da içi boş bir mesaj verdi.

   Amaç, kendisini var eden kişiyi aldığı karardan vazgeçirmekti. Sanki birbirlerinden habersizlermiş gibi bir görüntü vermeye çalıştılar. Kocaoğlu’nun bu girişimini, mağduriyet yaratma ve bunun üzerinden prim yapma gayreti olarak gördüğümü söylemek isterim.

   Daha anlaşılır biçimde ifade edeyim. Bu girişim“ölüyü diriltme” gayretinden başka bir şey değildir.

   Çünkü Alaattin Yüksel, artık “siyasi bir mevta”dır.

   Neden mi?

   Yüksel, bu partinin kendisine verdiği kredileri sınırsız biçimde kullanmış ve tüketmiş bir isimdir. Özellikle, 2014 Yerel seçimlerinde Kocaoğlu ile birlikte, İzmir’de CHP’ye 8 Belediye kaybettiren isimlerden birisidir.

   Bu başarısızlık yetmezmiş gibi, Milletvekiliği ve Genel Başkan Yardımcılığının ardından tekrar İl Başkanı yapılması, parti açısından zaten kocaman bir çelişki ve handikaptı. Görev yaptığı süre içerisinde, tavan-taban ayrışmasının zirve yaptığı dönemin kendi dönemi olduğunu hatırlatmak gerekir. Bunun en büyük kanıtı düzenlenen etkinliklerde üyelerin yok sayılması ve şikayetlerin yoğun biçimde artmasıdır. Özetle, İl Başkanlığı koltuğunda bir süreliğine de olsa oturmasında, onore edilen CHP değil, bilakis Yüksel’in kendisi olmuştur.

   Alaattin Yüksel’i “diriltme” operasyonunda ortaya çıkan bir başka gerçek ise, Kocaoğlu ile birlikte hareket eden Belediye Başkanlarının, İl Yöneticilerini ve İlçe Başkanlarını yani örgütü yok sayması. Bu durum Kocaoğlu eliyle, örgütün Belediye Başkanlarına ezdirildiğinin apaçık örneğidir.

   Diğer yandan“Ben siyasi hesaplar içerisinde olmam. Parti içerisindeki siyasete hiçbir şekilde dahlim yok” gibi klasik lafları dilinden düşürmeyen Kocaoğlu, söylediği ile yaptığının birbirini tutmadığını, bu toplantı ile bir kez daha herkese göstermiş oldu.

   Muhterem, Belediye Başkanı değil sanırsınız CHP’nin Genel Başkanı. Kocaoğlu’na karşı nasıl bir gebeliği var bilinmez ama tüm bu olan bitenlere Kılıçdaroğlu’nun da sessiz kalması ayrı bir rezalet. İlçe Örgütlerini ve parti hiyerarşisini takmayan bu anlayışı hadi Kılıçdaroğlu görmek istemiyor. Peki bu partide vicdan sahibi bir yöneticide mi yok?

   Birçok yazımda hatırlattığım gibi bir kez daha söylemekte yarar var.

   CHP'nin İzmir’de gireceği 2019 seçimleri, Kocaooğlu ve Alaattin Yüksel gibi isimlerin insafına bırakılırsa, bu kez kaybedilen İlçe sayısı 8 değil 18 olur. Bu ilçelerle birlikte Büyükşehir’de elden gider. Çünkü bu gidişle ortada örgüt diye bir şey kalmayacak. Demedi demeyin…