Cemiyet Ne İşe Yarar?
22 Eylül, 2010
Türkiye’deki Gazeteciler Cemiyetlerini oldum olası tuhaf, işe yaramaz hatta otoritenin bir parçası olarak görmüşümdür.
Öncelikle bunun bir ön yargı olmadığını anlatmak, paylaşmak isterim.
2000’li yıllarda “fincancı katırları” nın coşmasıyla birlikte, hakkımda açılan dava sayısı 55 civarındaydı. O günlerde Hürriyet bu olayı manşet yapmış ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç’te güya cemiyet olarak konu ile ilgilendiklerini göstermek için benimle görüşmek, bilgilenmek istemişti.
İstanbul Cağaloğlu’nda bulunan cemiyete gittiğimde Sayın Erinç ve Genel Sekreter Turgay Olcayto ile oturduk ve başladık konuşmaya.
İçerisinde bulunduğum durumu anlatan dosyaları, incelemeleri için kendilerine verdiğimde, Cemiyet Başkanının o garip sözünü duymuştum “Bunlarla iyi geçinmek, uğraşmamak lazım!”…
Yani Savcı, Kaymakam, Belediye Başkanları ve Vali’yi kastediyordu Sayın Erinç.
Bu sözün ardından, kendilerinden müsaade isteyip “Galiba ben yanlış yerdeyim” diyerek ayrılmıştım oradan.
Sonra bu olayı bir çok üstat meslektaşımla paylaştığımda, cemiyetlerin oligarşi ile iç içe olduğunu ve sen, ben, bizim oğlan ilişkilerinin zirve yaptığına dair bilgiler edindim.
Sonra devreye Çağdaş Gazeteciler Derneği girmiş, olayı sahiplenmiş, meslektaş dayanışmasının en tutarlı tarafını göstermişti.
İşte o günden bugüne Cemiyetlere hep uzak durdum.
Aradan yıllar geçti şimdi İzmir’de bir başka bir Cemiyet hadisesi patlağı çıktı karşımıza.
Doğrusunu söylemek gerekirse, her ne kadar adı İzmir Gazeteciler Cemiyeti olsa da, kurumun Başkanı Atilla Sertel’i ben biraz ayrı tutuyordum, bu yaklaşımımdan.
Öyle ki, cemiyetin başına geldiğinde baya da sevinmiştim, çünkü gazeteciydi ve mesleğin mutfağından geliyordu.
Şimdi gelelim asıl hadiseye.
Malumunuzdur, meslektaşlarımız Süleyman Gençel ile Yusuf İnan, Kanal 35 adlı bir kanalda programa davet edilmişlerdi.
Programın tartışma konusu ise Sevgili Gençel’in kaleme aldığı ve kelle götürdüğü “yemekteyiz” yazısı ile ilgili Ersu Hızır’ın “Belediye’de Yolsuzluk var” açıklamasıydı.
Ancak araya “sihirli” bir el girdi ve son 1 gün kala program iptal edildi. İptal edilişinin nedeni ise açıklanmadı.
Olayın nedenini irdelediğimizde,
Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Kocaoğlu ile Kanalın büyük hissedarı, aynı zamanda Orkide Yağlarının sahibi olan Ahmet Küçükbay’ın yakinen dostluğu göze batıyor…
Neyse…
İşte bu durumu Sayın Sertel’e ilettik ve konu hakkında görüş istedik.
Sayın Sertel, doğrusu beni hem şaşırttı hem de üzdü.
Çünkü olaya “sansür” ölçüleri değil, kurumsal önlemler değerlendirmesiyle yaklaşmayı uygun gördü.
Oysa iyi biliriz ki, sansürün var oluş yerlerinin başlıca noktaları zaten kurumlardır. Mesela, Devlet, Belediyeler, Basın Yayın Organları vs. bu tür uygulamaların en belirgin yerleridir.
Buradan çıkan sansür uygulamalarını görmemek, sizin var oluş nedeninizi de tartışılır duruma getirir.
Ayrıca, Sansür denilen illeti bir bütün olarak değerlendirmediğiniz ve ayrıştırmasını yaptığınız an, siz de bu anti demokratik işleyişe çanak tutmuş olursunuz.
Mesela Sayın Sertel’in Mustafa Balbay için harekete geçmesi, meslektaş dayanışması adına sevindiricidir, ancak birileri kalkar “ya evinizin önü ne olacak?” derse, işte bundan sonrası kötüdür…
Sözün özü: Cemiyetlere karşı olan “ön yargılı” tutumumu Atilla Sertel ile gözden geçireceğimi düşünmüştüm, galiba yanıldım…
NOTLARIM:
NOT 1: CHP’li İzmirli Vekiller umudunu yitirmiş durumda. Önder Sav ve ekibinin devam etmesi durumunda, bir çok mevcut vekilin yerini koruyamayacağı konuşuluyor.
NOT 2: Referandum öncesi kaleme aldığı yazı ile Siyaset Uzmanlığı yapan, Murat Haluk Öncel’in fiyaskoyla sonuçlanan tahminini sizlerle paylaşmak lazım:
Şimdi benim şahsi tahminimi iletiyorum;
Öncelikle Büyükşehirlerden bahsedeceğim. Tahminim, sandıklar açılırken, elektrik kesintileri olmaz ise, bilgisayarlar çökmez ise, İstanbul’da Evet yüzde 47.3; Hayır yüzde 52.7 olarak gerçekleşir. Ankara’da, Melih Gökçek’e rağmen Evet yüzde 45.6; Hayır yüzde 54.4 olarak gerçekleşir. İzmir’de ise evet yüzde 26.4; Hayır yüzde 73.6 olarak gerçekleşecektir.
Şimdi “müneccim misin?” diyeniniz olabilir. Ama Pazar akşamı telefonlarımın yoğun bir şekilde çalacağına eminim. Ha bu arada, rakamları okyanus ötesinden almadım. Onu da başta söyleyeyim.
Şimdi gelelim Türkiye geneline; Evet yüzde 47.8; Hayır yüzde 52.2 olarak gerçekleşerek referandum oylaması sonuçlanacaktır. Hayır’lı bayramlar…
Aynen böyle diyor, Sayın Öncel.
Peki neden bu “tahmini” buradan paylaşma gereği duydum sorusuna gelince.
Çünkü kendisi referandum sonrası gereken öz eleştiriyi, yani yanıldığını yazmadı, bu yüzden de okuyucuyu onun adına bilgilendirmek bize düştü…
NOT 3: Geçtiğimiz gün Gazetem Ege, Karşıyaka Belediyesine ait olan Deniz Kent Restoran’da bir kokteyl düzenledi. Gecenin amacı Gazetem Ege’nin 7. kuruluş yıl dönümü kutlamasıydı. Gecenin düzenlenmesinde Karşıyaka Belediyesi’nin katkıları olduğu söylentileri havada uçuşuyordu. Umarım Sayın Hilmi Çınar bu konuyu ciddiye alacak ve gereken açıklamayı da yapacaktır.
NOT 4: Gazetem Ege’nin gecesinde göze batan bir başka ayrıntı, Bakan Başkan ile Abdurrezzak Erten’in bilek bileğe tutuşarak, kısa ve ayak üstü bir konuşma yapmalarıydı. Bu konuşmanın fotoğrafını incelediğimizde, “Birilerini birlikte halledeceğiz” izlenimi çıkıyordu.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Bülent Şakrak yine aşık oldu
Ceyda Düvenci'den iki yıl önce boşanan, ardından yapımcı Esra Akpınar ve oyuncu Burcu Kirman'la aşk yaşayan Bülent Şakrak bu kez gönlünü ayakkabı tasarımcısı Duygu Arabacıoğlu'na kaptırdı...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Sivilcenizin rengi böyleyse hastaneye koşun
Normal gibi görünen sivilceler aslında cilt kanserine kadar götürebiliyor. Hızla agresif bir türe dönebilen bu sivilceler için uzmanlar uyarılarda bulunuyor. Dermatologlar, zararsız gibi görünene bazı sivilcelerin hızla cilt kanserine neden olabileceğini vurguladı. Bu tür melanomlar, her yıl yüzlerce kişinin hayatına mal oluyor.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.