İzmir Batıyor
25 Eylül, 2010
İşin neresinden tutacağımı bilemiyorum.
Çünkü olayın derinlemesine indiğimizde ve genel bir araştırma yaptığınızda dağ gibi sorunlar yumağı ile karşılaşmanız içten bile değil.
İzmir batıyor. Hem de “sindire sindire” batıyor.
Ve bu batış esnasında herkes kış uykusunda, “adam” diye geçinenlerin ağzını ise bıçak açmıyor. Ticari kaygılar, iş bağlantıları derken herkes Aziz Başkan’a “bulunmaz hint kumaşı” muamelesi yapıyor.
Ancak pragmatik tutumlar, süreç içerisinde dışavurumunu da beraberinde getiriyor.
Ortaya çıkan realite;
Sayın Aziz Kocaoğlu bu işi, Arçelik Bayiisi baypmış birisi olarak “ticaret” argümanıyla süslemeye kalkışsa da olmuyor işte. Çünkü (esnafları tenzih ederek) Esnaf mantığıyla bu işin gidemeyeceği ortada. Çünkü 4 milyonluk kentin yönetilmesi söz konusu. Deyim yerindeyse her yeri b.. götürüyor.
Trafik içler acısı ve her yer Alsancak olmuş halde. İnsanlar her gün birbiriyle kavga etmekten dolayı, resmen ruh hastası olmuş durumda. Bu keşmekeşliğin içerisinde yaşanan trafik kazaları ise işin cabası.
Kendi kulaklarımla duyuyorum. Halk fena halde Aziz Başkan’a sövüyor ve sayıyor.
Halkımız haklı hem de “dibine” kadar haklı. Çünkü aynı halk bu adama milyonlarca oy verip karşılığını almayı bekleyen halkın ta kendisi.
Ortaya çıkan manzara; İzmir’i neresinden tutarsan tut pislik akıyor. Ve bu iğrenç durum Tokat’ın bağrından kopup gelmiş Başkan’ın hiçte umurunda değil.
Paylaşmaya kalktığınız zaman, kendisini dev aynasında gören ve ben her şeyi iyi bilirim saçmalığında olan bir “kafa” ile karşılaşıyorsunuz.
Şuraya yazıyorum.
Bu adam İzmir’in içine etti ve etmeye de devam edecektir!
Çünkü “ekip” denilen bir oluşumu kaldıramıyor. Bir bakıyorsunuz kendisini Mühendis yerine koymuş, bazen bir “aydın” oluvermiş.
Bazen de Arçelik Bayisi…
Her şeyi bilen adam sendromu yaşıyor Aziz Başkan.
Muhasebesini yaptığınızda, yıllardır İzmir Büyükşehir Belediyesinde bir “kadrosuzlaşma” faciası yaşanıyor. Tek adam mantığı ile hiç kimse iş yapamıyor, hizmet üretemiyor, dahası gıkını bile çıkaramıyor. Durum böyle olunca da, ortaya bankamatik çalışanlar fotoğrafı çıkmaktadır.
Bu konuda Meclis Üyelerinin de en az Aziz Başkan kadar “suçlu” olduğu su götürmez bir gerçektir. Onlarca kez tanık olmuşsuzdur, meclis üyelerinin şu anki durumu “el kaldır, indirmekten” ibarettir. Öyle ki, meclisin gündemine gelen maddeler tek tek ele alınmadan toplu biçimde oylanıp gereği yapılıyor.
Meclis üyeleri korkudan sesini çıkaramıyor. Arada “cılız” bir ses çıkmaya yeltense de, Aziz Başkan tarafından fena halde o ses geldiği yere iade ediliyor.
Metropol belediye Başkanlarına gelince, bir iki istisna dışında çoğunluk “nasıl daha fazla yükselebilirim”in derdinde.
Çözüm nedir arayışına girersek;
Aziz Kocaoğlu öncelikle “Arçelik Bayisi” rüyasından uyanıp, “Ben şu an 4 Milyonluk kenti mi yönetiyorum?” durumunu kendisine sormalıdır. Eğer bunu yaparsa “zararın neresinden dönersek kardır” mantığı ortaya çıkar ve bir an önce bu kent hak ettiği hizmeti almaya başlar.
Aksi halde; İzmir dibe vurmaya devam eder, çokça övündüğümüz “çağdaş” lık lafları ise pratiği olmayan bir eylemden ibaret olur.
Sözün özü: Yazdıklarım içinizi karartabilir ama sonuçta ben de sizler gibi bu kentte yaşıyorum. Kentimizin havası, suyu güzel ama bunlar yetmiyor işte…
NOTLARIM
NOT 1: Buca’da yaşanan son olaylar, şimdiye kadar yaşanılan keşmekeşliğin bir kanıtı. CHP Genel Merkezi bu konuda acaba neler yapacak. Bekleyip göreceğiz…
NOT 2: Referandum öncesi İzmir’den alınacak oy oranı ile ilgili “Evet oyları, Hayır oylarından fazla çıkmazsa istifa ederim” diyen AK Parti İl Başkanı Ömüt Kabak’ın sözünü tutup tutmayacağı merakla bekleniyor.
NOT 3: Bu vesile ile %70 in üzerinde oy alırız iddiasında bulunan CHP İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’da “istifa müessesini” düşünecek mi hala bekliyoruz. Lakin siyasette “söz” vermek önemlidir…
NOT 4: Sitemiz yazarı Süleyman Gençel “yemekteyiz” programları düzenliyor. Kendisini görenlerin, insaniyet namına bize haber vermeleri rica olunur.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Jennifer Lopez İstanbul ve Antalya'da konser verecek!
Son yıllarda özel hayatıyla gündemden düşmeyen Jennifer Lopez Türkiye'de müzikseverlerle buluşacak. Dünyaca ünlü pop yıldızı Jennifer Lopez, yeni dünya turnesi kapsamında Türkiye’ye geliy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Uzmanı uyardı: 50-60 yaş arasında daha sık görülüyor
Ani işitme kaybı, nedeni tam olarak belirlenemeyen ve üç günden daha kısa sürede gelişen, işitme testinde 30 desibel ve üzerinde (ardışık üç frekansta) kaybın tespit edildiği bir durumdur. Genellikle kulak çınlaması (tinnitus), uğultu gibi semptomlarla birlikte görülür. Nadiren baş dönmesi (vertigo) de eşlik edebilir. En sık 50-60 yaş aralığında görülmekte olup, erkek ve kadınlarda benzer sıklıkta rastlanmaktadır.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.