Hala O Koltukta Oturuyor
27 Eylül, 2010
Siyasette söz vermek ve verilen sözün değerini bilerek ve o sözü yerine getirmek çok önemlidir. Elbette zaman aşımı kavramına riayet etmekte bir o kadar önemlidir.
Verdiğiniz sözü zamanında tutmazsanız ne olur?
Fena olur!
Halk sizi ciddiye almaz, yapacaklarınız ve birilerine yaptığınız eleştirileriniz, ayakları yere basmayan bir girişim olarak algılanır. Kısacası alay konusu olursunuz.
O halde,
“Söz verme”nin toplumumuz içerisindeki manasını kavrayarak, bu külfetin altında kalmamalısınız.
Çünkü siyaset zaman ve mazeret kabul etmez.
İşte bu nedenle,
AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak’ın referandum öncesi verdiği sözü unutmadım, unutmaya da niyetim yok.
Ne demişti?
“İzmir’de “Evet” Oyları, “Hayır” oylarından fazla çıkmazsa görevimden ayrılacağım”
Peki ne oldu?
Hâlâ koltuğunda oturuyor.
16 Eylül 2010 tarihinde gazetelere verdiği demeçte ise, ileriki günlerde Ankara’ya gideceğini ve istifasını Başbakan Erdoğan’a sunacağını belirtmişti.
Yani yuvarlak bir “söz” kullanmıştı.
Amaç işi uzatmak, balık zihin empatisini kurmak ise bu yanlış. Çünkü Siyasette verilen sözler asla unutulmaz. Çok geçmeden bir gün gelir kapınızı çalar.
Tıpkı şimdi yazacaklarım gibi.
Sayın Kabak’ın istifa etmesinin koşulu Başbakan’a gitmekten geçiyorsa, bugün gidip bu işin gereğini derhal yapmalıdır.
Yapar mı?
Şu an uzak ihtimal gibi görünüyor.
Neden mi?
Çünkü Sayın Kabak “Ankara’ya gideceğim” derken şunu da eklemeyi ihmal etmemiş; “Sayın Başbakanım kabul ederse?”
Yani Sayın Kabak yarın şunu diyebilir;
“Sayın Başbakanım istemedi ben de istifa etmedim!”…
Tutarlı ve etik olur mu?
Asla olmaz.
Birileri, ya da en azından yine ben çıkar derim ki;
Halka verilen söz mü önemli, yoksa Başbakan’ın ricası mı?
Cevap verir misiniz?
Veremezsiniz…
Politikacılığın meziyetlerini kullanma olasılığınız elbette vardır, ama birileri bu işin peşini bırakmazsa kaçacak yeriniz de yok demektir.
Bu tür “söz”leri verdiğinizde, siyaseten bazen “bedel” ödemeniz gerekecektir. Aslolan ödeyeceğiniz bedelin kıymetini bilmektir.
Bunu yaptığınızda kazanan yine siz olacaksınızdır.
Yapmaz iseniz?
Takındığınız manevra üzerinize yapışıp kalacaktır.
Sözün Özü: Sayın Kabak’ın verdiği söz, sorumlu olduğumuz kentte, temiz siyaset adına önemlidir. Bu vesile ile yarından itibaren sitemizin sağ üst bandında bir takvim olacak ve bu istifa sözü yerine getirilene kadar, o takvim “yılmadan,usanmadan” gün sayacaktır…
NOTLARIM
NOT 1: Bir önceki yazımda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu misafir etmiştim. Sayın Başkan o kadar alınmış ki işi “sansür” uygulamasına kadar götürmüş. Basın Müdürüne “Bu adamlara reklam ve haber servisi yapmayın” diye talimatlar yağdırmış.
İyi bilinmelidir ki;
Ege’nin Sesi, kuruluşundan bu yana, yani 3,5 yıldır İzmir Büyükşehir Belediyesinden “reklam” ayrıcalığı istememiştir. Basın İlan Kurumu kriterleri içerisinde diğer gazetelere verilen reklamların aynısı, hatta daha azı gazetemizde yer almıştır.
Çünkü bu gazetenin yola çıkış amacı, halkın cebinden gidecek olan paranın da muhasebesini yapmaktır. Hele hele “Metro” hizmetini, “sus payı” niyetine “arpalık” olarak kullanan zihniyetle, aynı parelerde yürümeyi reddetmiştir bu gazete.
Çünkü Belediyeler, Başkanların “Beyaz Eşya Dükkanı” değil, halkın malıdır…
Ve bu gazete, birilerinin yaptığı gibi, okurlardan gelen belgeleri Belediye Başkanlarının masasında pazarlık konusu yapmayı ve eritmeyi “yüzsüzlük” ve “ahlaksızlık”la eş değer anlamda görmüştür!
Bu nedenle gazetemize reklam ve haber sansürü uygulayanlar kervanına İzmir Büyükşehir Belediyesi de dâhil olmuştur. Okurlarımızla paylaşmayı görev biliriz…
Aziz Başkan’ın genel bir özelliği olan “kindar” tutumunu ve yaşanan bu olayı önümüzdeki yazımda geniş biçimde ele alacağım…
NOT 2: Okurlarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Haber portalımız en çok izlenen ve ses getirenler arasında yerini almıştır. Özellikle okurlarımızın “yorum” yoluyla tarafımıza bilgi ve belge ulaştırması, katılımcı okuyuculuk adına önemli bir gelişme olmuştur. Bu nedenle interaktif açıdan daha başarılı olmak için, çalışmalarımızın aralıksız olarak devam ettiğini paylaşmak isterim.
Bu anlamda okurlarımızdan tek ricamız, hakaret ve kişilik haklarına saldırıdan kaçınmalarıdır. Aksi halde gelen yorumların IP numaraları tarafımızca muhafaza edilmektedir. Ve şiddetli biçimde gerekmedikçe bu IP numaraları tarafımızca hep saklı tutulacaktır…
NOT 3: Bazı Başkanların “Milletvekili” olmak ve içerisinde bulundukları “dava”lardan yırtabilmek için Genel Merkez de bulunan bazı “simsar” üst düzey yöneticilerle yakın pazarlığa giriştiğini duydum. Söz konusu Başkanların kesenin ağzını açtığını, aday olabilmek için bu uğurda “nerden geldiği belli olmayan” paralarla işi bitirmek için çalışmalara başladığı duyumu geldi. Bilgi geldikçe paylaşacağımı belirtmek isterim.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Cemil Tugay’ın formülü doğru
- Bu davranış ayakta alkışlanır
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe'nin ardından bir ayrılık iddiası daha
'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakterini canlandıran Sibel Taşçıoğlu'nun diziden ayrılmasıyla büyük üzüntü yaşayan seyirciye bir şok haberi daha... 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Pembe' karakter...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Dünyanın en sağlıklı besini seçildi!
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın en sağlıklı besini diyerek duyurdu. 100 gramında yalnızca 21 kalori bulunan bu sebze tere. Pestisit gibi toksik maddelerin yaygın kullanımı, sağlığa zarar vermeyen meyve ve sebze bulmayı zorlaştırsa da lif açısından zengin besinlerin tüketimi hala önemini koruyor. Peki, doğru seçim nasıl yapılır?
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.