Dijital Kuşak Seçmeni!
06 Mayıs, 2011
İletişim teknolojisi hızla gelişti ve hayatımızın merkezine oturdu. Seçmen profili de yeni nesil seçmenlerle birlikte radikal değişimlere uğramakta.
Eskinin seçmenleri bir bir dünyamızdan ayrılığından günümüzde ne eski merkez sağdan ne de eski sol ya da sosyal demokrat partilerden bahsedebiliriz. Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor. Buna mukabil insanlar hızla değişiyor. Özellikle doksanlı yılların ortasından itibaren genç ve ergen kuşak dünyaya farklı bakmaya ve içinde yaşadığı dünyayı farklı yorumlamaya başladı. İnternet ile birlikte karşımıza yeni bir kuşak çıktı. Bu kuşağın adına İnternet kuşağı dendi… IBM firmasının bir yöneticisinin dediği gibi artık dünya dijital doğanlar ve dijital göçmenler diye ikiye ayrılmakta.
Bu iki grubun dışında dijital dünya ile hiçbir bağlantısı olmayan bir kuşak daha var ki bu kuşak en geç yirmi yıl sonra son bulacak ve dünyamız dijital doğanlar kuşağının çoğunlukta olduğu bir zamanı yaşamaya başlayacak.
2002 Genel Seçiminde dört buçuk milyona yakın genç seçmen sandığa ilk kez gitti.
Yine aynı sayıda genç 2007 Genel Seçiminde sandıkla tanıştı. En son yerel seçimlerde ilk defa oy kullanan kitle dört milyon civarındaydı.
Nüfusun yarısının 29 yaşının altında olduğu ve seçmen profili hızlı değişen bir ülkede bırakın elli yıl öncesinin siyasetçilerini on yıl öncesinin siyasetçileri bile bu hızlı değişim karşısında eskiyor.
Cesur, cüretkâr, umursamaz, özgüveni yüksek, sabırsız ve girişimci ruha sahip olan bu kuşağın politik beklentileri de politikacı algıları da geçmişten çok farklı.
On beş yıl sonra Türkiye halkının ve seçmenin çoğunluğunu oluşturacak dijital doğanlar kuşağının yönetimine talip olan politikacıların şimdiden bu değişimi görmeleri ve partilerini buna göre dizayn etmeleri gerekiyor…
***
Türkiye’de de gençler sandık başına gitmiyor, siyaseti kirlenmiş olarak kabul ediyor ve “yaşlı işi” olarak gördükleri siyasetten ve siyasetçilerden uzak duruyorlar. Dolayısıyla o gençleri kazanmak adına, onlarla aynı dili, aynı ortamları kullanan kafa yapısına sahip siyasetçilere ihtiyaç var. Bu seçimde belki bazı denemelere er veriliyor ama, bu saatten sonra başarılı olabilme şansları var mıdır bilemiyorum…
Seçmen, gündelik hayatını iyileştirebilecek alternatifler arasından birisine karar vermeye çalışıyor. Seçmenin derdi, hayatının iyileştirilmesidir. Halkın ilgilendiği de bu işleri kimin daha iyi yapacağıdır.
Genel olarak Türkiye’deki seçmenin diğer demokrasilerdeki seçmenden farklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Yeryüzünde yaşayan herkes gibi Türkiye’de yaşayan her seçmen de siyasetten sorunlarına çözüm bulmasını istiyor. Hem gündelik, hem güvenlik hem de değerler sorununa.
Yeni ve güçlü bir siyasi akım, yeni ve umut dolu bir siyasi lider ortalıkta gözükmediği için iktidar partisi yine şanslı gibi görünüyor. Her ne kadar dünyadaki finansal krizin etkileri Türkiye’yi de vurmaya başlamış olsa da henüz kitlesel olarak can yakıcı seviyeye ulaşmadı. Şayet Türkiye’de ekonomik kriz derinleşirse iktidar partisinin durumu da değişebilir. Çünkü seçmen krizin neden geldiğine bakmaz.
Seçmen krizin arka planını çok düşünmez, sadece cezalandırmayı iyi bilir…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Yaratıcı, Tasarımcı, Öncü Bir Kadın Prof.Dr. Gamze TANOĞLU
- Cumhuriyet Türkiye'nin Kalbidir!
- Kanun Hükmünde Kararname İle Kadına Şiddetin Önlenmesi!
- Prof. Dr. Alpaslan Işıklı Anısına
- Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı TÜLOV Burslu Gençlere Umut Oluyor!
- Oysaki NARİN de bugün okula gidecekti!
- Meraklı Öğretmenler Burada!
- Laiklik Ve Çocuk
- Serbest Piyasa Fırsatçıları!
- İsraf TAVAN Tasarruf YALAN!
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Yaşar İpek'in kardeşi 42 yaşında hayatını kaybetti
Şarkıcı Yaşar İpek'in muhabir kardeşi Işık İpek evinde ölü olarak bulundu. Acun Ilıcalı'nın ekibinde yer alan İpek'in ölüm haberini Magazin Gazetecileri Derneği duyurdu: "Işık İpek'i kayb...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Mide kanserinin en önemli nedenlerinden biri: 'Helicobacter pylori'
Mide kanserinin en önemli nedenlerinden birinin Helicobacter pylori olduğunu ve dünya genelinde milyonlarca kişinin midesinde fark edilmeden sessizce yaşadığını söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, Dünya Sağlık Örgütü'nün de yaklaşımının değiştiğine işaret etti.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.