- Erdoğan'a 'Filistin' protestosu yapan ve tutuklanan gençler mektup yolladı: 'Hakikati haykırmaktan onur duyuyoruz'
- Özgür Özel'den vekillere sosyal medya uyarısı
- Alman bankadan Türkiye için asgari ücret, enflasyon, büyüme ve faiz tahmini
- Aliağa Belediye Meclisi Aralık Ayı Toplantısı Yapıldı
- NATO'da savaş bütçesi çağrısı
Daha Ne Olsun Ki
19 Ağustos, 2011
Açlık var mı, var
Savaş var mı, var
Terör var mı, var
Küresel ekonomik kriz var mı, var
Doğal afet var mı, var
Toplu katliamlar var mı, var
Kirlilik var mı, var
İşsizlik var mı, var
Salgın hastalık var mı, var
Küresel ısınma var mı, var
Yoksulluk ve yolsuzluk var mı, var
Zararlı katkı maddesi içeren besinler var mı, var
Adaletsizlik ve suç oranlarda artış var mı, var
Nükleer, kimyasal silahlar ve enerjiler var mı, var
Hayvan ve bitki türlerinin yok olması riski var mı, var
Kölelik, sömürgecilik var mı, var
Çarpık kentleşme var mı, var
Nüfus patlaması var mı, var
Daha ne olsun ki!
Var işte, var…
Herkes konuşuyor mu, konuşuyor.
Herkesin konuştuğu yerde bir şey anlaşılıyor mu, hayır! Çünkü o zaman sadece herkes konuşmuş oluyor… Bir şey yapan var mı, yok!
İnsan değişiyor mu, evet!
Teknoloji gelişiyor mu, evet!
Bu kadar sorun geliştiğini ve değiştiğini söyleyen insan tarafından üretiliyorsa, daha ne olsun ki…
Değişen insan ve değişen bilinç… Etkilenen insan dünya üzerinde sürekli kendi uygarlığını ateşe veriyor.
Bilinçte kuantum sıçrayışı ile birlikte insan kendi sıçrayışlarını gerçekleştirmiştir. Şu anda bu insanların dünyaya demirlediği ve deneyimlediği, yeni bir bilinç mevcuttur. İnsanlar, değişen bu bilinç düzeyinden etkilenmekte ve bu değişim okyanusta bir damlanın değişiminin, tüm okyanusun dinamiğini değiştirebileceği gerçeğini göstermektedir.
Dünya üzerinde var olan bilinci insanoğlu belirliyor.
Değişimi, özgürleşmeyi ne kadar reddeder ve sınırlı, kurban bilincinde yaşayan insanlar olma seçiminde ısrarlı olursak, o derece zorlu deneyimler yaşanıyor. Dünya’da son yıllarda, hatta özellikle 2009 yılında daha da artan doğal afetler, hastalıklar ve toplu ölümlere, açlık, terör savaş da eklenerek, dünyanın kendini dengelemesi ve temizlemesi için insandan alacağı intikam sürecine hız kazandırıyor.
Seller, fırtınalar, depremler v.b. doğal afetler bu dengelenme sürecinin bir parçası olarak ortaya çıkıyor. Ama bu konuda belirleyici olacak biz dünya sakinleri olarak ne yapıyoruz?
Bilinçte genişlemeye çalışırken, bizler sınırlı, kör, hiçbir şeyin farkında olamayan ve en önemlisi sorumsuz olmaya devam ediyoruz. Doğal afetlerin, hastalıkların artacağı, zor deneyimlerin yaşanacağı çok aşikar.
Çözüm var mı, var… Aklımızı başımıza toplamak…
Daha ne olsun ki!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Yaratıcı, Tasarımcı, Öncü Bir Kadın Prof.Dr. Gamze TANOĞLU
- Cumhuriyet Türkiye'nin Kalbidir!
- Kanun Hükmünde Kararname İle Kadına Şiddetin Önlenmesi!
- Prof. Dr. Alpaslan Işıklı Anısına
- Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı TÜLOV Burslu Gençlere Umut Oluyor!
- Oysaki NARİN de bugün okula gidecekti!
- Meraklı Öğretmenler Burada!
- Laiklik Ve Çocuk
- Serbest Piyasa Fırsatçıları!
- İsraf TAVAN Tasarruf YALAN!
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Melek Mosso ve Serkan Sağdıç krizi aştı
Geçen yıl evlenen Serkan Sağdıç-Melek Mosso çifti yaşadıkları krizi aşmayı başardı. Mersin'de nikâh masasına oturan çiftle ilgili geçen günlerde şaşırtan bir iddia ortaya atıldı. Bir sene...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Türkiye’de her 30 kişiden 1’i diyabet olduğunu bilmiyor!
Dahiliye Uzmanları Derneği’nin (DAHUDER) Türkiye genelinde yaptığı tarama çalışmasında her 30 kişiden 1’inin diyabet hastası olduğunu bilmediği ortaya çıktı. Diyabet farkındalığının düşük olması, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek riskler taşıyor.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.